"kılıçlarla" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالسيوف
        
    • السيوف
        
    • بسيوف
        
    • سيوف
        
    • بالسيف
        
    • والسيوف
        
    - Küçük hanımlar kılıçlarla oynamamalı. Open Subtitles السيدات الصغيرات لابد أن لا يلعبن بالسيوف
    Sizler balta ve bıçaklarla savaşırsınız. kılıçlarla değil. Open Subtitles انتم تحاربون بالفؤوس و السكاكين وليس بالسيوف
    İkiniz de sağ kalırsanız bir diğeriniz ölene kadar kılıçlarla devam edeceksiniz. Open Subtitles إذا بقيتما أحياء ستكملان بالسيوف حتى يموت إحداكما.
    O kılıçlarla bana yaklaşana kadar etrafınız oklarla çevrilecek, kirpi gibi olacaksınız. Open Subtitles مع الوقت تقترب بما فيه الكفاية لإستعمال تلك السيوف أنت ستكون ملئ بالأسهم أنت ستبدو مثل القنافذ
    O gece, ailemi yeryüzünden silmek için, bunu yapabilecek genişlikte kılıçlarla iki adam gönderildi. Open Subtitles أرسل رجلان في تلك الليلة ليمحوا عائلتي من وجه الأرض و خرجوا من خلال السيوف التي أستخدموها
    -Senin de Kirvaras olduğunu sanıyordu O yüzden gerçek kılıçlarla dövüştünüz. Open Subtitles لقد اعتقد أنك كانفيراس من أجل ذلك تقاتلما حقيقيا بسيوف
    - Affedersiniz efendim ama neden gerçek kılıçlarla talim yapmıyoruz? Open Subtitles اسف يا سيدي أنه فقط لماذا لانتدرب مع سيوف حقيقية؟
    kılıçlarla aram seninkinden daha iyi ama sadece üretebiliyorum sense savaşırken kullanabiliyorsun. Open Subtitles أنا أفضل بالسيف لكن لا يسعني إلا صنعهم يمكنك استخدام واحد في المعركة
    ...video oyunlarıyla ve kılıçlarla dolu ve erkek kokuyor. Open Subtitles مليئة بالسيوف و العاب الفيديو و ... و رائحتها كريها
    Sizler için kılıçlarla özel bir dövüş gösterisi sergileyecekler. Open Subtitles سوف يقومون بعرض خاص بالسيوف من أجلكم
    kılıçlarla büyük bir kavga oldu. Open Subtitles لقد إشتبكنا في قتال عنيف بالسيوف
    Hatırlayacağım. Aslanları terbiye ederken, ve kılıçlarla hokkabazlık yaparken de. Open Subtitles و عندما أروض الأسود و أتدرب بالسيوف
    kılıçlarla, sopalarla ve yumruklarımızla onlara diyeceğiz ki "Bu yeri terk edin yoksa bu dünyayı kandan bir kefenle terk edersiniz!" Open Subtitles بالسيوف و العصا و القبضان سنقول "اتركوا هذه الأرض
    Kılıç savaşı yapıyoruz. İkimiz de kılıçlarla dövüşüyoruz. Open Subtitles سنحظى بقتال بالسيوف سنتقاتل بالسيوف
    Evet. Elbiselerden çok kılıçlarla vakit geçirdim. Open Subtitles أجل، أمضيت وقتاً مع السيوف أكثر ممّا أمضيته مع الفساتين
    Bu olayı kılıçlarla çözmek istiyorsan yapacak bir şey yok. Open Subtitles أنا أكثر مهارة في السيوف مني في الكلام
    O tahta kılıçlarla gittikçe ustalaşıyor. Open Subtitles أصبح بارعاً في السيوف الخشبيّة
    İki kere gerçek kılıçlarla düelloya katılırmış gibi yaptım ben. Open Subtitles تظاهرت بالقيام بنــزال بسيوف حقيقية مرتين
    Gerçek kılıçlarla karşılaşsaydık Hazama kazanırdı efendim. Open Subtitles لو كنا تقاتلتنا بسيوف حقيقية هزام) كان سيربح)
    Tebrikler Marshall, duvarda bu kılıçlarla yaşıyoruz. Open Subtitles مبروك يا مارشال .. نحن نعيش في شقة بها سيوف معلقة على الحائط
    Oyuncak kılıçlarla savaşılmaz. Open Subtitles سيوف للألعاب , و التظاهر بالقتال
    Artık kılıçlarla savaş, yapmıyorum. Open Subtitles إننى لم أعد أخوض الحرب بالسيف
    Binlerce insanı savaşa sürdüm atlarla ve kılıçlarla top, tank ve herşeyle. Open Subtitles لقد قدت الاف من الرجال الى المعركة بكل شئ من الخيول والسيوف إلى المدفعية والدبابات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more