"kılıcımın" - Translation from Turkish to Arabic

• سيفي
• سيفى
• بسيفي

Angel, gerçekten şanslı olsak bile kılıcımın olasılıklarını tercih ederim.
إذا أعتمدنا علي الحظ أظن أن أحتمالات أستعمال سيفي أفضل

Sen, Pym ve James kılıcımın öfkesinin tadına bakmak üzeresiniz!
أنت و بام و جيمس أوشكتم أن تتذوقوا غضب سيفي

Hepsi de kılıcımın tadına baktı.
قتلت المئات مثلك و يدعون نفس الشيئ كلهم ماتو على حد سيفي

Seni tekrar Roma'da görecek olursam, bu kılıcımın ucunda olacak.
إذا رأيتك ثانيةً في روما سوف اضع سيفى فى راسك

kılıcımın hırsının kanla doyana kadar susuzluğunu girmesini sağla ve düşmanım son uykusuna yatana kadar..
فلتدع سيفى يلتهم من أمامه ويروى عطشه من دمهم وينام عدوى للأبد

Çok daha iyi, şimdi kılıcımın tadına bak bakalım.
هذا أفضل بكثير, وساجعلك تشعر الآن بسيفي.

Neden yakınlarım kılıcımın gölgesi altında ölmek zorunda ?
لماذا يُشهر سيفي دائماً في وجوه من حولي ؟

kılıcımın senin düşündüğünden de kötü olduğunu mu söylüyorsun?
هل تحاول إخباري بأنّ سيفي كان أضعف ممّا تصوّرت؟

- Bana meydan okudu. - Hayır! Üstüme geldi ve kılıcımın üstüne düştü.
هو تحداني, حاول ان يركض من خلالي ووقع على سيفي.

Yaranı yeniden açabilirsin. Başkasının kılıcındansa kendi kılıcımın açması iyidir.
حسنا، من الأفضل أن يفتحها .سيفي من أن يفتحها شخص أخر

Korkularımı kabul edince kılıcımın kabzasını saplayıp onu yenebilecek duruma geldim.
فقط حين اعترفتُ بها استطعتُ التغلّب عليه بطعنه بمقبض سيفي

Ama kılıcımın döktüğü kan yalnız bana aittir.
لكن أنا فقط من يحاسب على الدم لأن سيفي هو من قتل

İyi ya da kötü şansım, kılıcımın elindedir.
حظي الحسن أو السيئ يبقى معي سيفي.

kılıcımın keskinliğinden dolayı hiç endişelenmedim, Kesmeye devam ettim 22 00:02:55,500 -- 00:03:00,200 Bu yüzden bazı insanlar beni "Testere" Manzou olarak çağırırlar.
بغض النظر عن حدة سيفي, فسأستمر بالقطع.

Buraya bir daha gelirseniz, kılıcımın tadına bakarsınız.
إذا عدت في أيّ وقت الى هنا، سيعاقبك سيفي .

Artık İnsanların Sarayına gidip Rahl'a kılıcımın önünde çökmesini emredebilirim.
الان يمكن ان اذهب الي قصر الشعب .أمر "رال" ان يسقط تحت سيفي

Hadi gel, kılıcımın tadına bak, bacağımı kemiren ayı
تعال وتذوق طعم سيفي أيها الدب القذر! لإلتهامك ساقي

Ama korkarım ki kılıcımın ucu üst pervaza takılabilir.
.... لكنى أخشى أن دعامة المنزل ستصطدم بمقدمة سيفى

Sana ihtiyacım var. kılıcımın bir rehbere ihtiyacı var.
أحتاج إليك أحتاج لك لتوجه سيفى

Onlara kılıcımın yeteri kadar hızlı ve isabetli olduğuna ipatlamak zorundaydım
احتجت أن أثبت لهم أن سيفى سريع و دقيق

kılıcımın üzerine yemin ederdim ama bir kılıcım yok.
لكنتُ سأتعهّد بسيفي لكِ، ولكنّي... لاأملكُسيفًافيالحقيقة.