Eylemlerini daha dramatik kılmak için bu videodan bazı kareleri çıkardılar. | TED | لقد أزالوا لقطات من هذا الفيديو لجعل تصرفاته تبدو أكثر عدوانية. |
çok daha fazla toplantıyı güvenli kılmak için Bu kodu birileri kullanırsa çok mutlu olacağım. | TED | سأكون ممتناً إذا قام شخص باستخدام الشفرة لجعل العديد من التجمعات أكثر أماناً. |
Ama bunu bir ideoloji olarak görerek, savaşı kaçınılmaz yapmak yerine barışı mümkün kılmak için yollar arayacak kadar akıllı olabiliriz. | TED | لكن عوض جعل الحرب حتميّة من خلال النظر على الأمر أنّ إيديولوجيّ، علينا أن نبحث عن طرق لجعل السلام ممكنا. |
Herhangi bir nedenden uygun olmadığına karar verilirse anlaşmanı geçersiz kılmak için bunu bahane edebilirler. | Open Subtitles | لكن إن كنت فاقد الأهلية فربما نستعملها كذريعة لإبطال الإتفاق |
Dünyamı daha hoş kılmak için bilerek algılarımı çarpıtıyormuşum. | Open Subtitles | إني أقصد عن عمد صوغ تصوراتى لأجعل واقعي أكثر قابلية للعقل |
Nikahınızı kutsal kılmak için kendimi nasıl yorduğumu görüyorsunuz. | Open Subtitles | هل رأيتما كيف أجهدت نفسي لجعل حفل زفافكم مقدس. |
Phoebe'ye evi yaşanamaz ve sıkışık kılmak için her ne gerekiyorsa. | Open Subtitles | كل ما يتطلبه الأمر لجعل لفيبي الصفحة الرئيسية تشعر ضيقة وغير صالح للعيش. |
Şirinin zavallı arkadaşımı mutlu kılmak için her şeyi yapacağını umalım. | Open Subtitles | حسنا ، من المؤمل أن تقوم الجميلة بما تستطيع لجعل صاحبي المسكين سعيدا. |
Gerçek kılmak için bir kağıt parçasına ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لسنا في حاجة لقطعة ورق لجعل علاقتنا حقيقيّة |
Bu geceyi özel kılmak için çok zaman ve çaba harcadım. | Open Subtitles | كرّست وقتاً وجهداً كبيرين لجعل هذه الليلة مميزة |
Çok teşekkürler sana, tüm bu yaptığın işler adına, hem de tek başına, bu şöleni mümkün kılmak için. | Open Subtitles | شكرا لكل العمل الشاق الذي انجزته وكله بمفردك لجعل هذا الحدث ممكنا |
Eğer paramızı zamanında ödemezseniz avukatlarımız kontratı geçersiz kılmak için mahkemeye başvurmak zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | إذا لم نحصل على مالنا في الوقت المناسب سيصدر محامينا تعليماته للمحكمة لجعل عقدك لاغيا وباطلا |
Bu ülkeyi güvenli kılmak için savaşırken ölen kahramanlar. | Open Subtitles | أبطال ماتوا وهم يقاتلون لجعل هذه البلاد آمنة. |
Diplomanızı almak için çok uğraşıyorsunuz okulunuz da diplomanızı değerli kılmak için uğraşmalı. | Open Subtitles | تحمل بجد لتحصل على شهادتك و مدرستك يجب أن تعمل بجد لجعل شهادتك قيمة |
Destek için ya da bunu çok az daha korkunç kılmak için. | Open Subtitles | كما تعلمين.. للدعم أو لجعل الموضوع مروع بشكل أقل |
Kısacası, makalenizi mümkün olduğunca bilgilendirici ve olumlu kılmak için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | باختصار, سأبذل قصار جهدي لجعل مقالكٍ أكثر معلوماتية وايجابية |
Mekâna koymayı dilediğim bir acil durum planı mevcut, tehdidi geçersiz kılmak için. | Open Subtitles | هناك خطة لحالات الطوارئ أود أن أستخدمها لإبطال التهديد |
Hayır, imzamı geçersiz kılmak için mutlaka bir parlamento prosedürü vardır. | Open Subtitles | لا بد من وجود إجراء برلماني لإبطال توقيعي |
Bunu mümkün kılmak için düzenli bir alışkanlık haline getirdim. | Open Subtitles | أستخدم التعود و الروتين لأجعل حياتي ممكنة |
Sadece Fransa'yı mutlu kılmak için geri döndüm. | Open Subtitles | عدت لأجعل فرنسا سعيدة مرة أخرى |
Kendime söylediğim yalanı daha inandırıcı kılmak için seni biraz adama benzeteceğim. | Open Subtitles | سوف أقوم بإصلاحك إلى ما يشبة الرجٌل. كي أقُوم بالكذب يجب أن أقنع نفسي أكثر. |