"kırıntılar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفتات
        
    • فتات
        
    Bu kırıntılar sizin eş görüntünüz içinde toplanıyor, yani sanal hâliniz. TED يُجَمّعُ هذا الفتات لتشكيل صورة طبق الأصل منكم، أنتم الإفتراضييون.
    Ayrıca içine kırıntılar girecek, seni lahana kafalı! Open Subtitles بالأضافة أنك سوف تحصل على الفتات انك رئيس الملفوف
    kırıntılar arasında kendi sağımızla yaşıyoruz Open Subtitles نعيش على الفتات التي يجود بها المتواضعون
    Onlar kalenin mutfağından kırıntılar çalarken yakalandılar. Open Subtitles قبض عليهم وهم يسرقون . فتات الطعام من مطبخ القلعة
    Adli tabip cebinde kırıntılar bulduğunu söyledi. Open Subtitles وأفاد الطبيب الشرعي العثور على فتات في أحد جيوبه
    Küçük kırıntılar için kazmak ve başkalarının artıklarını süpürmek - çok kıt bir yaşam biçimi. Open Subtitles ينبش بحثًا عن الفتات أو يقتات بقايا الآخرين إنه وجود هزيل
    Meşhur Kurt, karanlık tünellerde fareler gibi koşuşturup iyi kalpli yabancılardan kırıntılar çalıyor. Open Subtitles الذئب الشهير، يتجول في أنفاق السجن كالفأر يسرق الفتات من الغرباء
    Sakalından aşağı kırıntılar saçıyor. Open Subtitles مما يجعله يسقط الفتات على لحيته
    Yere kırıntılar bırakmışsın fare dilinde bunun anlamı, "beni görmeye gel"? Open Subtitles تركتَ بعض الفتات على الأرض، حتّى تتهجاها الفئران: "تعال لرؤيتي"
    Klavyenin arasında kırıntılar vardı. Open Subtitles كان هناك، كان هناك بَعْض الفتات في , uh...
    Bir fare ya da hamam böceği gibi sessizce sokuluyorsun ve kırıntılar masadan düşünce topluyorsun onları, biz de çözümlüyoruz. Open Subtitles وبينما يسقط الفتات منالمائدة... -تجميعهم، ونحللهم، ونستنتج
    - Gervich'te hala kırıntılar için yalvarıyor musunuz yoksa? Open Subtitles -ألا زلت تعيش على الفتات من (جيرفش) أم ماذا؟
    Ve Pentagon'la iş yaptığın zaman, kırıntılar milyon dolarlar eder. Open Subtitles وإن كنتَ تعملُ مع الـ(بنتاغون) فإنّ الفتات يساوي الملايين
    kırıntılar. Open Subtitles الفتات
    Sakalında daima kırıntılar olurdu. Open Subtitles كان ثمة فتات على شعر ذقنه دائماً
    Günler sonra bile her yerimden hâlâ kırıntılar çıkıyordu. Open Subtitles -بخلافي أيّام بعدها، كنت لازلت أجد فتات بين أضلاعي
    Masandan temizlediğim kırıntılar yüzünden mi bunlar? Open Subtitles هذا لاني القيت فتات الخبز على مكتبك ..
    Kanıtın üzerindeki kırıntılar dışında. Open Subtitles الى جانب فتات الخبز الموجود على الأدله
    Tüm bunlara sahiptin ve bana vere vere kırıntılar verdin. Open Subtitles Cecause حصلت كل ذلك، وانك تعطي لي، مثل فتات.
    - Aşk çizginde gerçekten kırıntılar var. Open Subtitles -لا ، (جوبتا ) هناك (فتات) حقيقية علي خط حبك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more