Yolumu bulmak için ekmek kırıntısı serpmeliyim. | Open Subtitles | سأترك آثارا من فتات الخبز فى كل مره أدخله فيها |
Sonrada diğerleri gibi dostluk kırıntısı bekliyorum. | Open Subtitles | وسأنتظر كالآخرون عن فتات الصداقة بجانب ، إذ لم أكن هنا سيبحث عني |
Evde geriye kalan tek yemek kırıntısı bir fareye bile yetmeyecek kadar ufakmış. | Open Subtitles | وقطعة صغيرة من الغذاء تركها على أرضية منزلهم لقد كانت فتات حتى هي لا تكفي لفأر صغير |
Umarım arkasında ekmek kırıntısı bırakmıştır. | Open Subtitles | آمل أنك تركت آثاراً من فتات الخبز، لأنها لم تفعل، |
Hazmedilmemiş bir lokma biftek bir kaşık hardal ya da peynir kırıntısı olabilirsin. | Open Subtitles | قد يكون قليلا عسر الهضم من اللحم البقري بقعة من الخردل، أو كسرة من الجبن |
Tümör yok, ve küçük radyoaktif vardır tohumlar ... (Nefes alıp derin ) tür aşağı döşeme gibi ekmek kırıntısı bir yolu. | Open Subtitles | هذا هو الورم و هذه هى الجزيئات المشعه الصغيره التى تشبه مسار من فتات الخبز |
Kir, ekmek kırıntısı benzeri bir şey, sargı bezi ipliği... | Open Subtitles | وسخ، يبدو مثل بعض فتات الخبز، نسيج كتاني... |
Burada bir sürü ekmek kırıntısı var. | Open Subtitles | لدينا الكثير من فتات الخبز هنا |
Sanki bu mekânda normal bir şey var da. Arkanızda ekmek kırıntısı bırakmayı unutmayın, olur ya kaybolursunuz falan. | Open Subtitles | هذا ان كنت محقا في وجود غرفة سـرية - واستخدم فتات الخبز حتى لا تتوه - |
Marco'ya peynirli makarnanın üzerine fazladan ekmek kırıntısı koymasını bile söyledim. | Open Subtitles | حتى أنني جعلت (ماركو) يضع المزيد من فتات الخبز على طبقكِ. |
Ancak ne yazık ki elimde hiç ekmek kırıntısı yoktu. | Open Subtitles | ولكن للأسف، كان ينقصني فتات الخبز |
Umarım ardında ekmek kırıntısı izi bırakmıştır. | Open Subtitles | آمل أنه خلف ورائه أثر من فتات الخبز |
Bize ormanda işe yarayacak sağduyuyu öğretirdi, mesela "Yolunuza ekmek kırıntısı bırakmayın,..." | Open Subtitles | درست لنا معنى غير مأهولة / / المشتركة ، يك "، لا تسقط فتات / / على درب... |
Her tarafına ekmek kırıntısı döküyorsun. | Open Subtitles | أنت تسقط عليه فتات الخبز |
Her yerde ekmek kırıntısı bırakırdı. | Open Subtitles | وتركت فتات الخبز في كل مكان |
Aban'ın evini bulduk, ama bazen ipucu mu buluyorum yoksa ekmek kırıntısı mı, söylemek güç. | Open Subtitles | (وجدنا منزل (آبان ولكن لا يمكننا القول اننا عثرنا علي خيوط أو فتات خبز |
Ekmek kırıntısı azlığı. | Open Subtitles | فتات الخبز غير كاف |
Hansel ve Gretel'in ekmek kırıntısı vardı. Benimse Rigsby'im. | Open Subtitles | استخدم (هينسل) و (غريتيل) فتات الخبز (أمّا أنا فاستخدمتُ (ريغسبي |
İşte takip edeceğimiz bilgi kırıntısı. | Open Subtitles | هنا مسار فتات الخبز |
Ned ve Edna'nın kaderi bugünkü bölümde buruşuk midemin içinde sindirilmeyi bekleyen ekmek kırıntısı misali cevaplanacak. | Open Subtitles | ، مخبئ بعناية داخل حلقة اليوم مثل كسرة خبز ، داخل تجاعيد معدتي |
Belki yarasının üzerine pizza kırıntısı düşürmüşsündür. | Open Subtitles | قد تكوني أوقعتِ كسرة بيتزا على جرحها. |