110 Milyon kırmızı gül, Amerika'da her Sevgililer Günü'nde satılan miktar. | Open Subtitles | مائة وعشرة مليون وردة حمراء تباع في أمريكا كل عيد حب |
Aylardır her gün buraya gelip bir tane kırmızı gül bırakıyor. | Open Subtitles | إنها تأتي إلى هنا كل يوم منذ أشهر و تترك وردة حمراء واحدة. |
Sistemde sol bileğinde kırmızı gül dövmesi olan biri var mı? | Open Subtitles | هل هنالك احدهم بوشم وردة حمراء على يدهم؟ |
Ve her gün annesine 2 düzine kırmızı gül gönderiyormuş. | Open Subtitles | و يرسل الى امه درزينتين من الزهور الحمراء كل يوم |
Bir düzine kırmızı gül, uzun saplı ile Phoebe evinde buluşalım. | Open Subtitles | قابلني عند منزل فيبي مع دزينة من الورد الأحمر ، لونغ-ستيدميد |
Yarın sana altı düzine kırmızı gül alacağım. | Open Subtitles | غداَ يجب أن أشتري لكي ستة درزينات من الورود الحمراء |
100 yap gitsin. 100 kırmızı gül. | Open Subtitles | ، اجعلها مائة، مائة وردة حمراء. |
Ben her gece dinleyiciler arasındaki en güzel kadını seçip ona kırmızı gül veririm | Open Subtitles | كُلّ ليل أَختارُ الإمرأةَ الأكثر جمالاً في ي الجمهور ويُقدّمُ إلى aها وردة حمراء. |
- hayır, onlar "kukla" olarak biliniyor içerisine üç adet kanlı kırmızı gül dikeni, bir tutam saç, ve kurbanın fotografı yerleştiriliyor. | Open Subtitles | - لا. هم يدعون "دمى." داخل، تضع ثلاث أشواك وردة حمراء قانية، |
"Siyahlı Kadın, Ağustos'ta öldüğünden beri her gün büyük aşkının ebedi istirahatgâhının hemen yanı başına tek bir kırmızı gül bırakıyor." | Open Subtitles | "السيدة المرتدية الأسود تركت وردة حمراء واحدة "بجانب مثوى العاشق العظيم الأخير "كل يوم منذ وفاته في شهر أغسطس الماضي |
Evet, 50 tane kırmızı gül. | Open Subtitles | أجل، خمسون وردة حمراء. |
Aşkımız bir kırmızı gül gibi. | Open Subtitles | حبنا مثل وردة حمراء داكنة |
Aşkımız bir kırmızı gül gibi. | Open Subtitles | حبّنا مثل وردة حمراء حمراء. |
Bu gece beyaz bir smokin, bir şişe Chateau Margaux ve ve birkaç ülkede Montgomery olarak bilinen tek bir kırmızı gül ile kapısına git. | Open Subtitles | و وردة حمراء واحدة، وستكون معروفاً بـ(مونغيمري) |
Ve bir adet kırmızı gül getir. | Open Subtitles | و أحضر معك وردة حمراء واحدة. |
Ben daha çok kırmızı gül seven türden bir kızım. | Open Subtitles | أجل، إنّي أكثر شبهاً بفتاة الزهور الحمراء. |
Bay Pham, Sevgililer Günü'nde kaç tane kırmızı gül satıyorsunuz? | Open Subtitles | سيد "فام" كم عدد الزهور الحمراء التي تبيعها في عيد الحب؟ |
Zoru neymiş? kırmızı gül için kavga edemez. | Open Subtitles | مامشكلتها لايمكن لها أن تجادل ضد الورد الأحمر |
Bir düzine kırmızı gül, mumlar, şampanya. | Open Subtitles | دزينة من الورد الأحمر و شموع و شامبانيا |
Tam zamanında. kırmızı gül yaprakları olabilir mi, ama... | Open Subtitles | يا للوقت , هل يمكننا الحصول على الورود الحمراء, لكن في... |