Evlat, ister bir kızı elde etmeye çalış ister ceviz kırmaya çalış, anahtar kelime kararlılıktır. | Open Subtitles | بنيّ ، سواء تريد الفوز بفتاة أو كسر الجوز ، المفتاح هو المثابرة |
O gece Charlotte kısır döngüsünü kırmaya çıktı. | Open Subtitles | ذلك المساء، تعيين شارلوت إلى كسر نمط لها. |
İyi, Kaya kırmaya ne kadar maaş verdiklerini sormayı unutma! | Open Subtitles | حسناً، إسئله عن الأجر الذي يدفعونه لقاء كسر الصخور. |
Bakın, rekor kırmaya iki gün kala kaybedecek değiliz. | Open Subtitles | اسمعا، لن نخرج من المسابقة و نحن على بعد يومين من تحطيم الرقم القياسي لن يحدث هذا |
Bazılarının o zincirleri kırmaya, onlara tenlerinin rengi veya onları saran inançlar tarafından dayatılanlarla kısıtlanmayı reddetmeye cesareti var. | TED | بعض الأشخاص لديه الشجاعة لكسر ذلك، وعدم قبول الحدود المفروضة عليهم بسبب لون بشرتهم أو بسبب اعتقادات من حولهم. |
Birçok şey yapabilir, çünkü umutla beslenen bir ışık kıpırtısı, karanlığın siperini kırmaya yeterlidir. | TED | كما يمكنه فعل الكثير، لأن وميضاً صغيراً من النور يتغذّى على الأمل كافٍ لتحطيم درعٍ من الظلام. |
Darryl Grant'ın tüm zamanların en iyi tek sezonluk rekorunu kırmaya. | Open Subtitles | كسر داريل جرانت سجل الفصلِ الوحيدِ الأعلى. |
İlk geceden yeni yatağını kırmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تحاولين كسر سريرك الجديد في الليلة الأولى؟ |
Olabilir, ama Albert'i göndermek biraz cevizi balyozla kırmaya benzemiyor mu? | Open Subtitles | من الممكن, لكن أليس ارسال ألبي مثل استخدام مطرقة ثقيلة من أجل كسر قشرة بندق؟ |
Bu Charlie evlilik rekorlarını kırmaya mı çalışıyor? | Open Subtitles | ..هل ينوي تشارلي كسر الرقم القياسي في عدد الزيجات |
Ve kartın şifresini kırmaya çalıştıklarında izleme programı çalışacaktı ve bizi direk onlara götürecekti. | Open Subtitles | وعندما يحاولون كسر رمز المرور سيتم تفعيل البرنامج، وسيقودنا إليهم |
İçinde bolca kabuklu yemiş bulunan bir bölgeden gelen bu kuş ise.... ...fındık kırmaya elverişli olan güçlü bir gagaya sahip. | Open Subtitles | أما هذا الطائر، الذي أتى من بيئة فيها جوز كثير، فله منقار كبير ثقيل يمكّنه من كسر الجوز. |
Belki. Bakın, rekor kırmaya iki gün kala kaybedecek değiliz. | Open Subtitles | اسمعا، لن نخرج من المسابقة و نحن على بعد يومين من تحطيم الرقم القياسي |
Vay canına, mırıldanmaktan kapı kırmaya 22 saniye. | Open Subtitles | مرت 22 ثانية فقط منذ بدء التذمر وحتى تحطيم الباب |
9 dakika 45 saniyelik dünya rekorunu kırmaya çalışıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا يحاولون تحطيم الرقم . القياسى العالمى 9: 45ثانية |
Sadece merhaba demek için aradım. Aramızdaki buzları kırmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إتصلت فقط كي أسلم عليك هذا لكسر التوتر لا غير |
Çok geçmeden, Etik bir seçim yapmak zorunda kalır: gizemli bir kristalin içine saklanmak veya dış kapıyı kırmaya çalışmak ve koşarak kaçmak. | TED | قريبًا، إيثيك واجهت اختيار الإختباء داخل كريستالة غامضة، أو المحاولة لكسر الباب الخارجي والقيام بالهروب. |
Rekor kırmaya bu kadar yaklaşmışken. | Open Subtitles | لا تذهب، أنت أقرب الجميع لتحطيم الرقم القياسي |
Sana şifreli bir dosya göndereceğim. Şifresini kırmaya çalışmanı istiyorum. | Open Subtitles | سأرسل لك ملفاً مُشفراً وأحتاج منك إلى مُحاولة فك تشفيره |
Boggs 25 litre birayı kafayı rekor kırmaya filan taktığı için içmedi. | Open Subtitles | بوغز لم يشرب كل الغالونات من البيرة لأنه كان مهوسا بكسر رقما ما |
Tecrübelerime göre, bir adamın, burnunu kırmasına göz yumarsan adam bir dahakine boynunu kırmaya çalışır. | Open Subtitles | بحسب خبرتي إذا سمحت لرجل بأن يكسر أنفك ففي المرة القادمة،سيحاول أن يكسر عمودك الفقري |
Aslında, belki de, kabukları ve kabukluları, ...kalsiyum almak için kırmaya uyum sağlamış olabilir. | Open Subtitles | في الحقيقة، من الواضح أنها تأقلمت على تكسير المحار والقشريات لإمدادها بالكالسيوم، |