"kıyılarındaki" - Translation from Turkish to Arabic

• على الساحل
• الساحلية
• خارج ساحل

Bence artık doğu kıyılarındaki cennetlere ayak basma vakti geldi.
إذاً نحن مستعدين للتوجه إلى تلك الجنة على الساحل الشرقي

Tamam, onlar doğu kıyılarındaki junk maillerin yarısından sorumlular.
حسناً إنهم مسؤولون عن نصف النفايات على الساحل الشرقي

Isla Mujeres, Meksika'nın doğu kıyılarındaki en büyük köpek balığı avcılığı yapılan ada.
كانت جزيرة موخيريس أكبر جزيرة القرش صيد الأسماك على الساحل الشرقي للمكسيك.

Tarzı, merkez kıyılarındaki Salish kızılderililerine benziyor.
أعتقد انها طرازها مماثل لهنود الساليش الذين كانوا يسكنون المنطقة الساحلية الوسطى

2 bin yılı aşkın süredir Çin'in kıyılarındaki ticari faaliyetler müstesna bir tasarıma sahip olan Çin yelkenlilerine bağlı olmuştur.
لاكثر من 2.000 سنة التجارة الساحلية في الصين إعتمدت وعلى ملحوظا الرائد النوع من السفينة

İskoçya kıyılarındaki bu küçük adalar, ki burada Tanrı tarafından seçilmiş iksirler damıtılıyor, fıçılanıyor ve tüketim için hazırlanıyor.
هذه الجزر الصغيرة خارج ساحل اسكتلندا حيث اكسير الاله يقطر ويعبىء في براميل ويجهز للاستهلاك

Anladığım kadarıyla, atalarının geldiği yer İskoçya kıyılarındaki Dış Hebrid Adaları olabilir.
يبدوا منه، أن أسلافهم ربما جاءو مِنْ مكان ما قُرْب جُزُرِ * هيبريدس * خارج * ساحل * أسكوتلندا

Yani ABD'nin doğu kıyılarındaki en büyük nükleer enerji tesisi.
أكبر محطة للطاقة النووية تقع على الساحل الشرقي للولايات المُتحدة الأمريكية

Vancouver Adası'nın doğu kıyılarındaki bu adaların arasındaki boşluk gelgit akımına kanal açar.
يخلق قوى تحت-مائية ذات تأثير قوي. هذه القنوات بين الجزر الصغيرة الموجودة على الساحل الشرقي لجزيرة لفانكوفر تقوم بتوجيه تدفق المد.

Yivli çömlekçiliğini, modern kanalizasyon çalışmalarının... başlangıcıyla beraber, İskoçya'nın doğu kıyılarındaki Skara Brae'de de görmekteyiz.
التي نراها أيضاً في(سكارا براي) على الساحل الغربي لـ (اسكوتلاندا)

Norveç kıyılarındaki gizli bir Nazi üssü.
قلعة نازية سرية خارج ساحل (النرويج).