Size bahsetmekte olduğum bu sistem, batı kıyısı açıkları -- tektonik plakalara bir arada, Juan de Fuca tektonik plakası. | TED | إذاً هذا هو النظام الذي أتحدث عنه من الساحل الغربي – متوافقا مع الصفيحة التكتونية صفيحة خوان دي فوكا التكتونية |
Nufusu ikiyüz olan bir sahil kıyısı Köyünde minik bir mezarlık. | Open Subtitles | بطريقة جبانه صغيرة على الساحل في مدينة يبلغ عدد سكانها 200. |
Önce South Beach, sonra da Doğu kıyısı'nı ele geçireceğiz. | Open Subtitles | أعني، نستولي على الشاطئ الجنوبي، ومن ثم الساحل الشرقي يأكمله. |
Burada Güneyli gerçek balinamız var ve burada Kuzey Atlantik gerçek balinası, Florida kıyısı açıklarında bir anne ve yavrusu. | TED | لدينا حوت الحق الجنوبي التي نراها هنا وحوت شمال الأطلسي الحق الذي نراه هنا لحظة خروجه قبالة ساحل ولاية فلوريدا. |
Bunu kendimi acındırmak için göstermiyorum çünkü bir çok açıdan, Körfez kıyısı'ndaki en şanslı insanlardık. | TED | لا أعرض ذلك لاستجلاب التعاطف، لأننا كنا الأوفر حظًا تمامًا بين من هم في ساحل الخليج. |
"Umudun kıyısı"nın yaratıcısı ve başyazarı... | Open Subtitles | انها المنتجة و الكاتبة الرئيسية "لـ "هوبس إدج |
Bu dün tam olarak neler olduğunu tek GMT At Doğu kıyısı | Open Subtitles | وهذا ماحصل بالضبط في الأمس في الساعة الواحدة ظهراً بتوقيت الساحل الشرقي |
Hatta bir de insanları Louisiana ve Texas'tan California'ya taşıyan Batı kıyısı akışı vardı. | TED | كما كان هناك تيار الساحل الغربي، والذي حمل أشخاصًا من لويزيانا وتكساس إلى كاليفورنيا. |
Mauritius adası Hint Okyanu'sunda, Madagaskar'in doğu kıyısı açıklarında bir ada ve aynı zamanda dodo kuşunun hem keşfedildiği, hem de 150 yıl içinde soyunun tüketildiği yer. | TED | و موريشيوس عبارة عن جزيرة صغيرة قبالة الساحل الشرقي لمدغشقر في المحيط الهندي, و هي المكان الذي أكتشف و انقرض به طائر الدودو كليًا خلال 150 عامًا. |
Bunların yaklaşık üçte biri, çoğu Batı kıyısı'na yerleşmiş ve yıllardır orada yaşayan göçmenlerdi. | TED | حوالي الثلث منهم مهاجرين، الكثير من الذين استقروا في الساحل الغربي وعاشوا هناك لعقود. |
Amerika Birleşik Devletleri Doğu kıyısı'ndaki sismik dalgalar Atlas Okyanusu'nun ortasından duyulabilir. | TED | مسح الزلازل الذي يُجرى قُبالة الساحل الشرقيّ للولايات المتّحدة يمكن سماع دَوِيّ صوته في قلب المحيط الأطلسي. |
Bu, deniz kıyısı üzerinden uçarken çektiğim bir resim. | TED | هذه هي الصورة أخذت عندما كنت احلق على طول الساحل. |
96'da tuhaf birkaç şarkı duymuşlar. Ve bu tuhaf şarkıların tipik batı kıyısı balinalarına ait olduğu ortaya çıkmış. | TED | ولكن في عام 96 بدا العلماء بالاستماع الى نغمات غريبة وقد تبين ان تلك النغمات هي نغمات حيتان الساحل الغربي |
Birleşik Devletler Doğu kıyısı güvenliği sorumlusu olarak,.. | Open Subtitles | فى كامل الساحل الشرقى للولايات المتحدة .. |
Görüyorsun, Jim bütün Batı kıyısı örgütlü suçların tam ve gerçek bir araştırmasını yapıyordu. | Open Subtitles | إن كان يجري بحثاَ كاملاَ عن حيازة ممنوعات وتصريفها لكل الجريمة المنظمة في الساحل الغربي |
Batı kıyısı boyunca karartma uygulandığı gibi doğu kıyısı boyunca da uygulanıyordu. | Open Subtitles | لدرجة أنه كانت هناك قيود على الأضاءه فى الساحل الغربى للبلاد، كـمـا كـان الـحـال فـى الساحل الشرقى |
Çok özel bir gecede Costa Rica'nın Pasifik kıyısı. | Open Subtitles | نحن علي ساحل المحيط الهاديء في كوستا ريكا في ليلة تعد خاصة جداً |
Şimdi, şurada en yeni sergimiz var, Körfez kıyısı Harikaları. | Open Subtitles | الآن، هذا أحدث معرض لدينا عجائب ساحل الخليج |
Doğu kıyısı Jetleri, geleneksel hareketleriyle... | Open Subtitles | ساحل طائرات الشرق ، تهتف بتحركات تقليدية |
"Umudun kıyısı"nın geçmiş 10 sezondan önemli sahnelerini size göstermeden önce, sizin sorularınızı cevaplayacağız. | Open Subtitles | قبل أن نريكم مقتطفات من الأجزاء "العشرة السابقة لـ"هوبس إدج أود أن أتيح لكم طرح الأسئلة |
Nehrin kıyısı buzla kaplı. Bir iki haftaya tamamen donabilir. | Open Subtitles | . الثلوج تتراكم على امتداد ضفة النهر بعد أسبوعين ربما يتجمد |
Şimdi, Pulaski Kalesi Georgia kıyısı boyunca uzanan ve önemli bir ticaret yolu olan Savannah Nehri üzerinde bulunuyor. | Open Subtitles | الآن بولاسكي قوي هو في الصرف الرئيسية بالقرب من نهر سافانا سواحل جورجيا، هو شيء في غاية الأهمية. |
Suları çantalarımıza koydum. Göl kıyısı, gözetlemek için uygun bir yer. | Open Subtitles | جهّزت مياه تكفينا، وتقصّيت المحيط جيّدًا من الضفّة. |