bu ağaç doğu kıyısında neredeyse hiç yok fakat bu kabuk yeni soyulmuş. | Open Subtitles | شجرة معدومة الوجود تقريبا في الساحل الشرقي لكن هذا اللحاء تم تقشييره مؤخرًا |
Biri hariç hepsi.O diğeri de güney kıyısında vurgun yemiş. | Open Subtitles | تقريباً واحدة بالرغم من أنهم متفرقون على طول الساحل الجنوبي |
Neyse ki aşağıdaki su kıyısında hepsine yetecek kadar yiyecek var. | Open Subtitles | لحسن الحظ عند أسفل حافة الماء، يوجد غذاء كافي لهم جميعا. |
Güney Sudan'ın Nil nehri kıyısında bu sığır kampında yaklaşık bir hafta geçirdim. | TED | قضيت حوالي أسبوع في مخيم دينكا للماشية. على ضفاف النيل في جنوب السودان. |
Fabrika için mükemmel yeri buldum. Yoldan uzak, nehir kıyısında. | Open Subtitles | لقد وجدت المكان المثالي لبناء المصنع إنه بعيد، قرب النهر |
Biliyor musun, Alabama'nın körfez kıyısında binde bir kez olur. | Open Subtitles | حسناً، تعرفين، نادراً ما يحدث هذا في ساحل خليج ألاباما |
Fakat o gece nehir kıyısında üzerinde seyahat edilecek bir şey olsaydı, dişçi için sırada beklemeyi yeğlerdim. | Open Subtitles | ولكن, لو كان مارأيته هناك بجوار النهر هو ما تقوم به من تمثيل, فانا اُفضل الذهاب الى طبيب الأسنان عن مشاهدتك |
Her zaman baş örtüsü takar. Ama onunla uzun saçları rüzgarda uçuşurken deniz kıyısında da yürüyüş yaptım. | TED | ترتدي دائما حجابها. و لكنني مشيت معها ذات مرة على شاطئ و شعرها الطويل يتطاير مع النسمات |
Sahil kıyısında bir yer, buradan otobüs sabahın ilk ışıklarında kalkıyor. | Open Subtitles | إنه بالقرب من الساحل وهُناك حافلة التي تغادر في بداية الصباح. |
bu ağaç doğu kıyısında neredeyse hiç yok fakat bu kabuk yeni soyulmuş. | Open Subtitles | شجرة معدومة الوجود تقريبا في الساحل الشرقي لكن هذا اللحاء تم تقشييره مؤخرًا |
Burada Batı kıyısında, sizler de ormanlarınızı tahrip ettiniz. | TED | هنا ، على الساحل الغربي ، لقد هدمتم غاباتكم. |
oyunu görürsünüz. Okuduğum yer Gana'da buna 'Owari' denir, Doğu kıyısında 'Mancala', Kenya'da 'Bao' ve başka yerde 'Sogo'. | TED | يدعونها في غانا, حيث درستها, أواري, هنا في الساحل الشرقي تدعى منكالا, و باو في كينيا, و سوغو في أماكن أخرى. |
Unutulmanın keskin kıyısında durmuş büyük beyaz canavarın gözünün içine bakıyordum. | Open Subtitles | جاثما على حافة النسيان أركز بصري في عيني الوحش الأبيض العظيم |
Burada, Güneş Sistemi'nin kıyısında pek de bir şeye benzemiyor. | Open Subtitles | هنا في حافة النظام الشمسي لا يبدو شبيهاً به كثيراً |
Ve hayvanlara, çoğu tamamen yokolmanın kıyısında ikinci bir şans da verilmiş olur. Bu bir sonraki kitabım. | TED | والحيوانات، تقريبا على حافة الإنقراض، يمكن منحها فرصة ثانية. ذلك هو كتابي القادم. |
Bu işi kuzeyde duvarlarla kuşatılmış nehir kıyısında bir şehirde buldu. | Open Subtitles | ،وعثر عليها في الشمال في مدينة محاطة بالأسوار على ضفاف نهر |
İki gün önce, akşam karanlığı çökerken Katsura kıyısında... | Open Subtitles | لقد كانت من يومين عند الشروق على ضفاف كاتشورا |
Okyanusun kıyısında mı olmak istiyorsun yoksa içinde mi? | TED | هل تريدون أن تدفنوا قرب المحيط أو في المحيط؟ |
1000 km doğudaki Patagonya kıyısında bir dev Fırtına Kuşu da yemek arayışında. | Open Subtitles | ستمائة ميل شرقا على ساحل باتاغونيا, طائر النوء العملاق يبحث عن وجبة أيضا. |
İçinden ilk çıktıkları su birikintilerinin kıyısında dolaştım. | Open Subtitles | لقد وقفت بجوار المستنقعات التى حضروا منها |
Aniden bir bataklığa, nehir kıyısında bir düzlüğe... sığ bir geçide, bir kumsala dönüşebilen bu evde. | Open Subtitles | الذي يصبح فجأة مستنقع حقل على ضفاف النهر مكان عبور، شاطئ |
Bir süre sonra, iki erkek geyik göl kıyısında dövüştüler. | Open Subtitles | وفي وقت لاحق، تقاتل الأيلان على ضفة النهر |
İtalyan birlikleri, Adriyatik'in diğer kıyısında karaya ayak bastı ve İtalya ile Arnavutluk arasında Faşist bir ittifak oluşturuldu. | Open Subtitles | نزلت القوات الإيطالية على الضفة الأخرى من بحر الإدرياتيكي والإتحاد السياسي |
Isaac Newton alışık olmadığımız bir mütevazı anında bir keresinde keşfedilmemiş dev gerçekler okyanusunun kıyısında oynayan bir çocuk olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال اسحق نيوتن في لحظة تواضع نادرة أن علمه مثل طفل صغير يلعب على شواطئ محيط واسع بأراض مجهولة |
Uçurumun kıyısında tek başına sendeleyen bir insan aşağıdaki kızgın lav havuzuna gözünü dikmiş bakmaktadır. | Open Subtitles | شكل طويل يتأرجح على حافة الهاوية يحدق بحمم من النيران التي تتلظى بالأسفل |
Sen şu göI kıyısında yaşıyorsun değiI mi? | Open Subtitles | أنت تعيش فى مايك دموتشيل كوخ على البحيره |
Neden kuzey kıyısında gittiğine dair bir fikriniz var mı? | Open Subtitles | أهناكَ أي شئ قد تعلمينهُ عن لماذا كانت هناكَ في الشاطئ الشمالي؟ |
Ve nereye gidersek gidelim, ben o Cehennemdeydim. New Orleans'ın kıyısında odalar kiralıyorduk. Buz gibisin. | Open Subtitles | ولا يهم الى أي مكان نذهب اليه لقد أستأجرنا غرفة في مقابلة نهر نيو اورليانز بشرتك باردة صديقي ليس له مزاج للشرب لا تقلق |
Kendimi evenin kıyısında kaybolmuş hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنَني تائه على حافَة الكون |