O yükseklikte çalışmak çok tuhaftı bazen direk kıyafetlerinin üzerinden enjeksiyon yaptım. | TED | وقد كان الوضع غريبٌ جداً هنالك في الأعلى بعض الأحيان لدرجة أنني كنت أعطي البعض الحُقن عبر ملابسهم |
Kabul ediyorum, insanların, kıyafetlerinin su kullanılmadan temizlenmesi için bu kadar para ödemeleri çok saçma. | Open Subtitles | لا، أنا أملك سلسلة من المغسلات أعترف، بأن هذا سخيف كم يدفع الناس لتنظيف ملابسهم بدون ماء؟ |
Çünkü, çocuklarınızı beslemekten, kıyafetlerinin temiz olmasından ve ödevlerinin yapıldığından emin olmaktan başka bir derdim olmazdı. | Open Subtitles | لأنه ليس لدى أى مشاكل فى التأكد من اطعام أطفالك جيدا وتنظيف ملابسهم والتأكد من أنهم أنهوا واجباتهم |
Merak ediyorum, çatışmaya girmeden önce kıyafetlerinin altında patlayıcı olduğunu biliyor muydun yani? | Open Subtitles | أشعر بالفضول، أتقول أنّك عرفت حملهم للمتفجرات أسفل ملابسهم قبل الإشتباك بهم؟ |
Bazen insanlar kıyafetlerinin içine gizli bölmeler dikerler. | Open Subtitles | احيانا" بعض الأشخاص يخيطون جيوب سرية في ملابسهم |
kıyafetlerinin olduğu bir kutu sizin adınıza buraya gönderilmiş. | Open Subtitles | صندوق يحوي بعض من ملابسهم تم إرساله لكِ |
Evet, panik yapıyor ve kıyafetlerinin onları yavaşlattığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | يا للقرف! اجل، هم يذعرونّ و يعتقدون أن ملابسهم تبطئ من سرعتهم |