Çok kıymetli bir cevherin üstünde yaşıyoruz ve yaşarken bu gezegenden ayrılacağız. | TED | نحن نعيش على جوهرة ثمينة وفي خلال حياتنا سننتقل من هذا الكوكب. |
Getirecekleri çok kıymetli bir büfe var. | Open Subtitles | عِنْدي لوحة جانبية ثمينة جداً التي يَجِبُ أَنْ تلتَقطَ. |
Gözaltına kıymetli bir şüpheli varsa delileri yok etmek mantıklı. | Open Subtitles | تدمير الادلة, من المنطقي أذا كان لدينا شخص ذو قيمة عاليه في السجن |
Sen en değersiz bedenin bile kıymetli bir suret alabileceğinin kanıtısın. | Open Subtitles | فأنت دليل إذن على أن الإنسان الرخيص قد يتحول إلى شخص ذو قيمة |
Bir tanesi tam olarak bu rakamlarla satılırsa çok kıymetli bir kutu yaratmışsınız demek. | Open Subtitles | اذا نظر شخص فى الارقام بصرامه هذه الارقام , أنت تنشئ صندوق قيم للغايه |
Madeninde kıymetli bir şey olduğuna ikna edeceğiz ardından madeni çıkarma yöntemini satacağız sonra da tüm parasını alacağız. | Open Subtitles | سنقنعه بأن لديه شيء قيّم في منجمه ثم نبيعه عملية إستخراج في منجمه ومن ثم نأخذ كل ما قدمه من المال |
kıymetli bir silaha sahipsin fakat aptalsın. | Open Subtitles | أنت بدون سلاحك الثمين لاشيء سوى أحمق |
Çekip gitmesi için yeterince kıymetli bir şeyler vereceksin. | Open Subtitles | لكن من الأفضل أن تأتي بشيء ذي قيمة أستطيع استخدامه للخروج من هذا |
Kefenlenmiş, kıymetli bir mücevher tehilkelerle doluydu. | Open Subtitles | جوهرة ثمينة ، يكتنفها الغموض محفوفة بالخطر. |
Korku, insanlara istediğini yaptırabilmesi için kıymetli bir araçtır. | Open Subtitles | والخوف آداة ثمينة لجعل الناس يقومون بما تريد |
Bunun nasıl kıymetli bir yanılsama olabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف إلى أي درجة يُمكن للأوهام أنْ تكون ثمينة. |
- Ağabeyim sersem bekçi köpeği. Kız kardeşim kıymetli bir mücevher. | Open Subtitles | أخي مراقب سخيف أختي جوهرة ثمينة |
"Sıkıntılı bir durumun güzel yanı bir kurbağa gibi çirkin ve zehirli olsa da başına kıymetli bir mücevher giymiştir." | Open Subtitles | "في الأغراض الحلو الشدائد ، "قبيحة وسامة مثل الضفدع بعد ترتدي جوهرة ثمينة في رأسه". |
Çekip gitmesi için yeterince kıymetli bir şeyler vereceksin. | Open Subtitles | ولكن من الأفضل أن تعطيني شيء ذو قيمة يمكنني إستخدامه لإبعاده عن هذا الأمر |
Satacak kıymetli bir şey bulsak daha iyi olurdu. | Open Subtitles | لو إستطعنا إيجاد شيء ذو قيمة للبيع، سيكون أفضل لنا .. |
- Bu adam kıymetli bir hedef. | Open Subtitles | هذا الشخص هو هدف ذو قيمة عالية |
"Bu aşırı kıymetli bir şey." Hiçbir şey için bunu verme. | Open Subtitles | "إنه أمرٌ قيم ، لا تتخطـاه لأجلِ لا شيء" |
Çok kıymetli bir tanesinden bile olabilir. | Open Subtitles | ربما قيم جداً |
Senin güçlerine sahip bir Hexenbiest bu güçlere itibar eden biri için çok kıymetli bir kazanç olabilir. | Open Subtitles | هيكسنبيست بقوّتك ستكون عنصرا جد قيّم لشخص يكنّ لها الاحترام |
"Neydi onun adı?"yı kovdu, Ted ve "Neydi onun adı?" çok kıymetli bir çalışandı. | Open Subtitles | لقد طرد (وت هز فيس) يا (تيد) و(وت هز فيس) كان موظف قيّم |
kıymetli bir silaha sahipsin fakat aptalsın. | Open Subtitles | أنت بدون سلاحك الثمين لاشيء سوى أحمق |
Üzgünüm. Gelir ıdaresi o parayla kıymetli bir şey satın almana izin vermez. | Open Subtitles | لن تدعك مصلحة الضرائب تشتري بها أي شيء ذي قيمة. |