Artık kendine gelip Bayan Ellen'ın kızı gibi davransan iyi olur. | Open Subtitles | وقد حان الوقت لتتصرفي كإبنة السيدة إيلين |
Bana kızı gibi davransaydı, onu sevmez miydim? Özellikle de şimdi, bu kadar mutluyken. | Open Subtitles | لو عاملني كابنته لكنت أحببته, خاصة أنني سعيدة الآن |
Suçlulara karşı erkekçe dövüşürken deniz kızı gibi sevişebiliyor. | Open Subtitles | وبالتالي فهو يحارب الجرائم كرجل ويمارس الحب كحورية البحر |
Sana hiç sahip olmadığı kızı gibi davrandı. | Open Subtitles | لقد عاملكِ كإبنته التي لم يُرزق بها في حياته |
Çok iyi anlayacağınız gibi beyler karım, kendi kızı gibi sevdiği bu sevimli ve harika kızın kaybından ötürü bitkin düşmüş durumda. | Open Subtitles | كما أخبرتكم يا سادة زوجتى فى حالة حداد لخسارتنا لهذه الفتاة الرائعة التى احبتها كأبنتها تماماً |
İstersen Orman kızı gibi de giyinebilirsin ama onu bugün yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | وتستطيعين الحضور أيضاً كفتاة غابات ولكن كان علينا فعله اليوم |
Adam, o bize kızı gibi davrandı. | Open Subtitles | (آدم) عاملنا مثل بناته |
Makyajını temizleyince, komşunun kızı gibi görünüyor. | Open Subtitles | بإزالة المكياج تبدوا مثل فتاة الحي |
Radha'yı okulda buldu ve o günden itibaren onun kızı gibi oldu. | Open Subtitles | هي التقطتها من الجامعة ومنذ ذلك اليوم وهي تعاملها مثل ابنتها |
Kapılar çalmak içindir. Seninle bir anlaşma yapalım. Sen okulda müdürün kızı gibi davranmaya başladığın zaman ben kapı çalmaya başlarım. | Open Subtitles | سأعقد معكِ إتفاق، سوف أبدأ فى القرع عندما تبدأين فى التعامل كإبنة المديرة فى المدرسة. |
Gerçekten de, Tanrı'nın kızı gibi görünüyor, ha? | Open Subtitles | إنها تبدو فعلاً كإبنة الرب أليس كذلك ؟ |
Babası ona kızı gibi değil, karısı gibi davranıyor. | Open Subtitles | هو يعاملها كزوجة و ليس كإبنة |
Çok memnunum, Albay Campbell'ın onu kendi kızı gibi gözeteceğinden bir an bile şüphem olmadı. | Open Subtitles | أنا سعيدة جدا , ,ولم تساورني لحظة شك بأن الكولونيل كامبل سيعاملها كابنته |
Babam gemini Revees Barajı'ndan çıkardığı günden beri seni öz kızı gibi sevdi. | Open Subtitles | منذ اليوم الذي وجد والدي سفينتك غارقة في سد (ريفز) لقد أحبك كابنته |
Erkek kardeşini buraya getirip, Küçük Deniz kızı gibi giydirip arkadaşlarının yanına alışveriş merkezine sürüklediğin zamanlar gibi... | Open Subtitles | مثل تلك المرة التي كنت تأخدينا فيها أخوك الصغير الجالس هناك وتقومين بإلباسه كحورية بحر صغيرة ثم تأخدينه إلى مركز التسوق برفقة صديقاتك. |
Deniz kızı gibi kokuyorsun, götlembik. | Open Subtitles | رائحتك كحورية البحر |
Sen ona her zaman kızı gibi olacaksın diyor. | Open Subtitles | إنه يقول بأنكِ كنتِ كإبنته |
Kraliçe bana kızı gibi davranıyor. Muhtemelen bunu kıskanıyorsunuz. | Open Subtitles | الملكة تعاملني كأبنتها لابد أن تكون غيور |
Ben nasıl gözüküyorum? Bir üçgen kızı gibi mi duruyorum? | Open Subtitles | سأبدو كفتاة تعزف على الآلة المثلثية أيضًا ؟ |
Adam, o bize kızı gibi davrandı. | Open Subtitles | (آدم) عاملنا مثل بناته |
Minsk'ten bir okul kızı gibi Rusça Konuşmayı da böyle mi öğrendin? | Open Subtitles | هو أيضاً حيث تعلمتِ التحدّث بالروسيّة مثل فتاة مدرسة من (مينسك)؟ |
kızı gibi onu da içeri atmak zorundayız. | Open Subtitles | نحن سيكون علينا وضعها من خلال النظام تماماً مثل ابنتها. |
Diğer zamanlarda, itiraf etmeliyim ki, onu kızı gibi sevdim -keşke beni sadece baba gibi sevseydi. | Open Subtitles | و في أحيان أخرى أعترف أنني أحس بالعاطفة تجاهه مثل ابنته.. ليته أحبني كأب فقط |