"kızı için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لابنته
        
    • أجل ابنته
        
    • لإبنة
        
    • لأبنته
        
    • لأجل ابنتها
        
    • لابنة
        
    • لابنتها
        
    • ليحضر أبنة
        
    • لإبنتها
        
    Sağlıklı ciğerleri olan zihinsel özürlü çocukları her gün okullarına götürürken, bir yandan da ölmekte olan kızı için çözüm arıyordu. Open Subtitles كان يبحث عن حل لابنته حيث كان يقود كل يوم للمدرسة هناك أطفال أصحاء برئات صحيحة و لكن دماغ متضرر
    Bazılarının aksine kızı için en doğrusunu yapıyor. Open Subtitles إنّه بعكس البعض، إذ يقوم بالأصلح لابنته.
    Babanın yüreği sarı köpeği öldürmeye el vermemiş ama kızı için de bir şeyler yapmak zorundaymış. Open Subtitles الأب لم يملك الشجاعة لقتل الكلب الأصفر... لكن من أجل ابنته كان عليه فعل شيءٌ ما
    Mered, Firavun'un kızı için sandalye getir. Open Subtitles إحضروا مقعدا لإبنة فرعون
    kızı için yeterince iyi değilim ama pamuk toplamak için yeter miyim? Open Subtitles لست كفوءاً لأبنته لكنني كفوءاً للعمل على محصوله؟
    kızı için fiyatın yarısını ödemeye çalışıyor. Open Subtitles انها تحاول أن تدفع نصف السعر لأجل ابنتها
    Parası fidye. Bankacının kızı için, Biz onu tutmuyoruz. Open Subtitles المال هو فدية لابنة المصرف، ونحن لا حفظه.
    Bir kadının tünelden çıkarken kızı için bağırdığını duydum. Open Subtitles و رأيت هذه الامرأة راغبة الخروج من النفق تصرخ لابنتها
    Bir baba kızı için bu kadarını yapamaz mı? Open Subtitles أليس على الأب أن يفعل اكثر من ذلك لابنته الوحيدة؟ حسنا، من نفس المنطق
    King'in çantasındaki para tam olarak kızı için istenen fidye miktarına eşitti. Open Subtitles "المال الذي كان بحقيبة "كينج كان نفس كمية المال الذي طلب كفديه لابنته
    Bir babanın kızı için neler yapabileceğini görünce şaşıracaksın Open Subtitles ستفاجئين ما يمكن للوالد فعله لابنته
    Evet, kızı için doğum günü pastası yapmamızı. Evet. Open Subtitles أجل , نخبز كعكة عيد ميلاد من أجل ابنته
    Nasıl bir hikaye kızı için canını veren baba.. Open Subtitles يا لها من قصة. الأب الذي فعل كل شيء من أجل ابنته...
    Mered, Firavun'un kızı için sandalye getir. Open Subtitles إحضروا مقعدا لإبنة فرعون
    Ormanlar Ned Stark'ın kızı için hiç güvenli değil. Open Subtitles فهذه الغابات ليست آمنة لإبنة (نيد ستارك).
    kızı için olduğunu söyledi ama kendi için istediği belliydi. Open Subtitles قدم ذلك الرجل وطلب الصورة لأبنته لكن من الواضح أن الصورة كانت له
    kızı için yaptım. Open Subtitles فعلت ذلك لأجل ابنتها.
    Çarın kızı için kayısı derisinden yapılma bir ayakkabı. TED حذاء مصنوع من جلد المشمش لابنة القيصر
    İnsanlarımız bir kadının kızı için ne yapabileceğini çok iyi biliyor. Open Subtitles ... شعبنا يعلم جيداً ماذا يمكن أن تفعل إمرأة لابنتها
    Vaughn'un kızı için birini göndereceğim. Open Subtitles سوف أرسل أحد رجالنا ليحضر أبنة (فون)
    Servet avcısıymış, kızı için paralı kısmet peşindeymiş. Open Subtitles كانت كالمنقبين عن الذهب تبحث لإبنتها عن زوج غني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more