kızın için yaptığım düğün pastasını görmelisin! | Open Subtitles | انتظر حتى ترى كعكة الزفاف الجميلة التى صنعتها لابنتك . بهذا الحجم |
kızın için yaptığım düğün pastasını görmelisin! | Open Subtitles | انتظر حتى ترى كعكة الزفاف الجميلة التي صنعتها لابنتك . بهذا الحجم |
Eğer kızın için yeterince iyi birisi olmadığımı düşünüyorsan üzgünüm. | Open Subtitles | آسف اذا كنت تعتقد أننى لست جيداً بما يكفى لإبنتك |
İnan bana,kızın için yapabileceğin en iyi şey peşini bırakman | Open Subtitles | صدقينى. أفضل ما يمكنك فعله لأبنتك هو ان تٌتابعى طريقك |
Ama bu çiçeğin kızın için açtığına inanıyorum. | Open Subtitles | ولكني أؤمن أنه هذه، نبتت من أجل ابنتك الصغيرة. |
İki dakika önce kızın için yeteri kadar iyi olmadığımı söyledin. | Open Subtitles | حَسناً، منذ دقيقتين لقد أخبرتيني أنني لستُ جيداً بما فيه الكفاية لإبنتكِ |
kızın için çok üzgün olduğumu bilmeni istiyorum. Sağ ol. | Open Subtitles | -أريدكِ أن تعلمين أنني آسف حيال فتاتكِ . |
kızın için üzgünüm. | Open Subtitles | متأسف بشأن ابنتك |
Ve umarım yakında bir gün, kızın için geleceksin. | Open Subtitles | وأمل انك يوماً ما قريبا ستجيء من أجل إبنتك |
kızın için para veriyorum şanlı hizmet işinden para kazanamadığında, annen için de, para vereceğim. | Open Subtitles | أنا أدفع لابنتك و لو كانت أمكِ لا تقوم بخدمات التنظيف للغرباء لكنت قد دفعت لها أيضاً |
Lütfen bu biscüvileri küçük kızın için al. | Open Subtitles | حظا طيبا يا عزيزتي، أرجوك خذي هذه البسكويت لابنتك الصغيرة |
Yetkililere gidip kadının hayatını altüst etmeden önce kızın için oldukça önemli olan bir arkadaşlığı mahvetmenden bahsetmiyorum bile, başka bir çıkar yol yok mudur? | Open Subtitles | قبل أن تذهبي إلى السلطات، وتقلبي حياة هذه المرأة رأسا على عقب ناهيك عن تدمير صداقة مهمة لابنتك |
Bunu kızın için yaptığını söylemeliydin. | Open Subtitles | كان يجب عليك أن تخبرني أنك تفعل هذا لابنتك |
Fakat anlıyorum burada kızın için bir şeyler yapmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لكن هذا الشيء الذي تحاول فعله لإبنتك هنا، أتفهم ذلك |
Tamam mı? kızın için adaleti birlikte arayalım. | Open Subtitles | حسناً دعنا نسعي لتحقيق العدالة لإبنتك معاً |
kızın için iyi biri değilim. Değildim. Olamam da. | Open Subtitles | انا لستُ جيدا لإبنتك لم ولن اكون |
Bunu küçük kızın için hapisten bedava çıkış kartı olarak düşün. | Open Subtitles | فكرى بهذا كأنه ورقة الخروج من السجن لأبنتك الصغيرة |
Bu silahı teşhis edebilirsek kızın için çıkan ölüm emrini kaldırtabiliriz. | Open Subtitles | لو يمكن التعرف على هذا السلاح يمكننا مساعدتك فى إلغاء أمر الإغتيال لأبنتك |
kızın için lütfen kendini topla, delirmemek için biraz hava almam lazım. | Open Subtitles | من أجل ابنتك أرجوك تمالك نفسك. سوف أحتاج إلى كريب قبل أن أُجن. |
Bu kızın için de geçerli, değil mi? | Open Subtitles | و ذلك من أجل ابنتك أيضا، صحيح ؟ |
En büyük kızın için istediğin bu mu? | Open Subtitles | هل ذلك ما تريدينهُ لإبنتكِ الكُبرى؟ |
kızın için çok üzgün olduğumu bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | -أريدكِ أن تعلمين أنني آسف حيال فتاتكِ . |
kızın için endişeleniyorsun. Çünkü iyi olmak için o ölene kadar bekledin. | Open Subtitles | كنت تقلق بشأن ابنتك |
kızın için yapmayacağın bir şey var mı? | Open Subtitles | ألا يوجد ما تريد فعله من أجل إبنتك ؟ |
Yani burayı kızın için mi yaptın? | Open Subtitles | إذاً, فقدْ بنيتَ هذا المكان لأجل إبنتكَ ؟ |
Öldüğüne göre artık, kızın için içeri gireceğimi bil. | Open Subtitles | وأنت تموت اعلم انني سأعود من اجل ابنتك |