Talmadge'ın koruduğu kişi, kızıymış. | Open Subtitles | وهذا هو الذي تالمادج نيفيل وحماية ابنته. |
Onun kızıymış. Buna inanamadım. | Open Subtitles | لقد كانت ابنته لم أستطع أن أصدق |
Meğerse kızıymış. | Open Subtitles | حينذا ظهرت ابنته. |
Ama tek umursadığı kızıymış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكن يبدو ان كل ما يهتم لأمره هو أبنته |
Sana öz kızıymış gibi davrandı! | Open Subtitles | لقد عاملك وكأنك أبنته الحقيقية! |
Kadın müzik dehasıymış ve Kral Louis'nin büyük dedesinin vaftiz kızıymış. | Open Subtitles | كانت معجزة موسيقية وإبنة بالمعمودية للجد الأكبر للملك لويس |
Sarah, Evlenene Kadar İffet'in kurucusu pederin kızıymış. | Open Subtitles | سارة هي ابنة رجل الدين الذي أسس العفة حتى الزواج |
Onun kızıymış. | Open Subtitles | إنها ابنته |
- Onun kızıymış. | Open Subtitles | -هذه ابنته |
Derdim sadece kızıymış gibi davrandım. | Open Subtitles | وكان هذا من قلقى على أبنته. |
Kadın müzik dehasıymış ve Kral Louis'nin büyük dedesinin vaftiz kızıymış. | Open Subtitles | كانت معجزة موسيقية وإبنة بالمعمودية للجد الأكبر للملك لويس |
Baykuş fırıncının kızıymış diyorlar. | Open Subtitles | هي ابنة بيكر |