Tanımadığınız bir kız için tüm geleceğinizi riske atmaya gerçekten hazır mısınız? | Open Subtitles | أأنت مُستعدّ حقاً للمُخاطرة بمُستقبلك كلّه من أجل فتاة لا تعرفها أبداً؟ |
- Kızı ta Alpler'e kadar götürmüş sonra da gondolda tanıştığı Fransız bir kız için onu otel odasında yapayalnız bırakmıştı. | Open Subtitles | لقد أخذها معه طوال الرحله الى جبال ألالب ثم تركها في غرفة الفندق جالسة من أجل فتاة فرنسية قابلها في جندول |
-Küçük bir hediye, bir kız için, bunsuz tamamlanmamış olan. | Open Subtitles | هدية صغيرة للفتاة التي لن تكتمل الا بها ماذا حدث؟ |
Kendisinin hayatta olduğunu bilmeyen bir kız için benden ayrıldı. | Open Subtitles | أنفصل عني لأجل فتاة لا تعرف إن كان حيّ حتى |
Bunun çalışan bir kız için ne anlama geldiğini bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | ليست لديك فكرة ما يعنى ذلك بالنسبة لفتاة عاملة |
Ama 13 yaşındaki kız için kim gözyaşı döküyor? | Open Subtitles | لكن من سيبكي على الفتاة ذات الـ 13 عاماً؟ |
O gece kız için mi ya da kendim için mi acı çekerek uyanık kaldım? | Open Subtitles | هل كانت معاناتي في تللك الليلة التي جفاني فيها النوم ، من أجل الفتاة أم من أجلي ؟ |
- Kızı ta Alpler'e kadar götürmüş sonra da gondolda tanıştığı Fransız bir kız için onu otel odasında yapayalnız bırakmıştı. | Open Subtitles | لقد أخذها معه طوال الرحله الى جبال ألالب ثم تركها في غرفة الفندق جالسة من أجل فتاة فرنسية قابلها في جندول |
- 4 hafta içki içmedin mi, bir kız için? | Open Subtitles | هل حقاً أمتنعت عن الشراب لأسابيع من أجل فتاة ؟ |
Uçakla Chicago'dan buraya dört yıl önce ölen bir kız için mi geldiniz? | Open Subtitles | سافرت جوّا كل هاته المسافة من أجل فتاة ماتت قبل 4 سنوات ؟ |
Bunu bir kız için istiyordum ama iki paket daha ver sen bana. | Open Subtitles | كنت أفعل ذلك فحسب من أجل فتاة لكن أعطني علبتين إضافيتين من أجلي |
Gerçi bir kız için abisinin olması çok iyi olurdu. | Open Subtitles | على الرغم انه من الجميل أن يكون للفتاة أخ أكبر |
Tüm bunlar bir kız için mi? Onu hatırladığından bile emin değilsin. | Open Subtitles | أنت قد تسبب الكثير من المشاكل للفتاة حتى ولو كنت تريد مساعدتها |
İlk önce kızlar için gelirler tekrar gelirlerse belli bir kız için olur. | Open Subtitles | أول مرة تكون لأجل الفتيات وإذا عادوا إلى هنا تكون لأجل فتاة معينة |
Hayat bazen benim gibi bir kız için çok zor. | Open Subtitles | كما تعلم، الحياة تكون شاقة بالنسبة لفتاة مثلي |
Zavallı kız için zor olmalı. | Open Subtitles | بربك, لابد أن الأمر صعب على الفتاة المسكينة |
Şimdi soru şu Sevdiğin kız için bunu yapacak cesaretin var mı? | Open Subtitles | السؤال هو أتجرؤ على فعل هذا من أجل الفتاة التي تحبها؟ |
Ve her şeyi bilen ikizler, o Berglund denen kız için pek iyi şeyler düşünmediğini söylüyorlar. | Open Subtitles | والتوائم يعرفون أكثر الأشياء . . يقولون أن بيرج لوند اساء لبنت |
Prens hayatını sevdiği kız için feda etti. | Open Subtitles | ضحى الأمير بحياته لأجل الفتاة التي أحبها |
Küçük bir kız için çok büyük bir sır olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | هو اعتقدان هذا سوف يكون سر كبير جدا على فتاة صغيرة |
- Çünkü daha önce bir kız için hiç böyle hissetmemiştim. | Open Subtitles | - لأني لم أشعر أبدا بهذا الشعور عن فتاة من قبل |
Asıl bir kız için erkek arkadaşıyla kavga etmek delilik özellikle de hiç ilgilenmediğin bir kız için. | Open Subtitles | الجنون هوّ تشاجرك مع أعزّ صديقك بسبب فتاة خصوصاً فتاة لست مهتماً بها حتّى |
Bilmem. Sevdiği kız için kulağını kestiğini biliyorum. | Open Subtitles | انا لا اعلم ما اعلمه انه قطع اذنه من اجل فتاة احبها |
Oh, bir de kuru üzüm kutusundaki kız için düşündüğüm ahlaksız düşünceler için beni affet. | Open Subtitles | وسامحني على الأفكار الغير نقية بشأن الفتاة في علبة الحلوى |
Ted'in yine bir kız için çıldırıyor olması hiç de iyi bir amaç sayılmaz. | Open Subtitles | تيد ذهابك مع فتاة اخرى بالضبط ليس سبب جيد |
Bunu size vermek istiyordum sizin şu kız için, efendim. | Open Subtitles | لقد كنت غائباً لأعطيك هذا لفتاتك , يا سيدي |