Bir zamanlar, gerçek bir gazeteci olmanın hayalini kuran küçük bir kız varmış. | Open Subtitles | في وقت من الأوقات كان هناك فتاة صغيرة حلمت بأن تصبح صحفية حقيقية |
Bir zamanlar güzel bir şapkası muhteşem alevli kaşları olan herkes tarafından sevilen küçük bir kız varmış. | Open Subtitles | كان يا مكان، كانت هناك فتاة ذات رداء احمر ظريف و حواجب مشتعلة بالنار |
Bir keresinde.. güzel bir kız varmış bu zincifre boyasına hakkı olan. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة جميلة كان لها الحق في هذا اللون القرمزي |
Tamam. Bir varmış bir yokmuş, Goldilocks adında küçük bir kız varmış. | Open Subtitles | حسنا كان يا مكان كان هناك فتاة تسمى قولديلوكس |
Kendini vampir zanneden birkaç kız varmış. | Open Subtitles | هناك فتاتين يعتقدون أنفسهم مصاصاين دماء. |
Senin gibi bir kız varmış ve müşterilerini öldürüyormuş. | Open Subtitles | كما يبدو هناك فتاة امرآة مثلك تقوم بقتل زبائنها |
Çamaşırhanede bıçaklı bir kız varmış. | Open Subtitles | يقول أنّ هناك فتاة في غرفة الغسيل، ومعها سكين |
Bana sanki burada, amelelik işi yapmak için can atan bir kız varmış gibi geliyor. | Open Subtitles | الآن هناك فتاة يبدو انها تحتضر للقيام ببعض العمل اليدوي |
Ancak duyduğum hikayelerden bir tanesi şu şekilde bir tane Amerikalı kız varmış ve erkek arkadaşını ziyaret etmek için Güney Afrika'ya gelmiş. | Open Subtitles | لكن أحد القصص التي سمعتها أنه كان هناك فتاة أمريكية جائت لجنوب أفريقيا |
Bir zamanlar çok güzel bir kız varmış bir tepedeki kocaman evlerinde ailesiyle birlikte yaşarmış. | Open Subtitles | في قديم الزمان كان هناك فتاة جميلة تعيش في منزل ضخم اعلى التلة مع عائلتها |
Bir zamanlar aşk için evlenmiş güzel, genç bir kız varmış. | Open Subtitles | كان فيما مضى كانت هناك فتاة شابة جميلة التي تزوجت عن حب. |
Zamanın birinde bir adada bir kız varmış. | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك فتاة على جزيرة |
Bir zamanlar ailesi tarafından gereğinden fazla ilgi gören bir kız varmış. | Open Subtitles | كان هناك فتاة ابويها فخورين جداً بها |
Jordan dışarda geleceği görebilen küçük bir kız varmış. | Open Subtitles | جوردان " لقد أخبرتني للتو أن هناك فتاة صغيرة |
"Evvel zaman içinde, sevimli küçük bir kız varmış tanıdığı herkes tarafından çok sevilirmiş ama özellikle, onun için her şeyini verebilecek büyükannesi tarafından. | Open Subtitles | ذات مرة في قديم الزمان كانت هناك فتاة صغيرة غالية كانت محبوبة من قِبَلْ كل شخص قابلها لكن على نحو خاص من قبل جدتها التى كانت تود إعطائها أي شئ |
Bir gece zil zurna sarhoş olmuş bir kız varmış. | Open Subtitles | في ذات ليلة كان هناك فتاة مخمورة جدا |
İşin içinde bir kız varmış. Şimdi anlaşılıyor. Tanrım! | Open Subtitles | اها00 هناك فتاة في الموضوع فهمت الآن |
Görünüşe göre yolda bir kız varmış. | Open Subtitles | -ماذا حدث؟ -يبدو أنه كان هناك فتاة بالشارع |
Sınıfında kendisine âşık olan bir kız varmış. | Open Subtitles | قال لي ان هناك فتاة في صفه معجبة به |
Bir zamanlar iki küçük kız varmış. | Open Subtitles | كان يا ما كان، كان هناك فتاتين صغيرتين. |