Anneniz bana kızdığında, onu tutar, sırtını eğer ve bir kadın olduğuna onu memnun etmek için ona bir öpücük kondururdum. | Open Subtitles | عندما كانت أمك تغضب مني، أجذبها وأحنيها إلى الخلف وأعطيها قبلة تجعلها سعيدة لكونها امرأه |
Annem babama kızdığında, tenis hocasına gider, oyununu oynardı. | Open Subtitles | عندما كانت امى تغضب من ابى كانت تذهب الى مدرب التنس وتلعب معه |
Ne kadar korkunç olursa olsun... kafası kızdığında bu piç kurusunun yanında hiç kalır. | Open Subtitles | ... وهذا كله لايقارن بذلك الوغد عندما يغضب |
Onun kızdığında ne yapacağını hayal bile edemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنكَ تصوّر ما سيفعله حين يغضب |
Bana kızdığında çok seksi oluyorsun. | Open Subtitles | أتعرفين ؟ أنت جذابة جداً حين تغضبين مني |
Tanrım, böyle kızdığında çok seksi oluyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي , أنتِ مثيرة عندما تغضبين |
Hoşuna gittiği için. Çok kızdığında falan bir şeyler kesip dururmuş. | Open Subtitles | ذلك يرفع من معنوياته لو شعر بإحباط .. |
kızdığında asla bunu yapmamalısın. | Open Subtitles | لا تفعلى هذا ابداً عندما تكونين غاضبة |
Dansı terk etmeni istediğinde bu, sana kızdığında gösterdiği davranış şekli miydi? | Open Subtitles | الآن , عندما اصرت بأنكِ تغادري الحفلة هل هذه الطريقة التي تتصرف بها دائما ً عندما تغضب عليك ؟ |
İkimizde kızdığında ne kadar umursamaz olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، كلانا يعرف كيف يمكن أن تكون طائشة عندما تغضب |
kızdığında çok seksi oluyorsun. Bu sayede her türlü kazanan ben oluyorum. | Open Subtitles | تكون مثيراً جدّاً عندما تغضب لذا قد أكون رابحة في الحالين |
Bu fotoğrafı sakladım çünkü kızdığında güzel görünmediğini söylerdi. | Open Subtitles | أنا أحتفظ بهذه الصور لأن... لأنها جادلتني فلم تكن هادئة حينما تغضب |
Bir yetişkin bir çocuğa kızdığında, ona vurması gerekmez, nedeni ne olursa olsun doğru olan, vurduğun için senin özür dilemen, ve sana vurulduğu için de senden özür dilenmesi. | Open Subtitles | عندما يغضب شخص بالغ على طفل، لا يجب أن تضربه بل ان تتناقش معه. يجب أن تعتذر لإنك ضربته من حققك أن تحصل على إعتذار لإنه تم ضربك. |
kızdığında bana örümcek ağı fırlatıyor. | Open Subtitles | و عندما يغضب يُلقى الشِباك علىَ |
kızdığında tekmeyi basabileceği biri. | Open Subtitles | شيئ يرميه حين يغضب |
Lewis kızdığında bir arı kadar beyni kalmıyor. | Open Subtitles | (لويس ... يصبح بحماقة نحلة طنانة عندما يغضب ... |
Kahretsin, sen kızdığında, senden daha çok hoşlanıyorum. | Open Subtitles | اللعنة، أحب ذلك عندما تغضبين. |
Hoşuna gittiği için. Çok kızdığında falan bir şeyler kesip dururmuş. | Open Subtitles | ذلك يرفع من معنوياته لو شعر بإحباط .. |