İnsanları hep gıcık edersin ama başkan yardımcısını ne diye kızdırdın? | Open Subtitles | أننى أعلم أن لك موهبة خاصة فى الاحتكاك بالناس بالعنف و لكن لماذا أغضبت نائب الرئيس ؟ |
Bir çok insanı kızdırdın, ...ellerini İç Güvenlik Müdürlüğü tarafından imzalanan uzaklaştırılma kararına uzattın. | Open Subtitles | لقد أغضبت الكثير مِن الناس تدخلت في توجيه الأمن الداخلي مما خولك بأن توضع على لائحة الحرق |
Beni şimdi gerçekten kızdırdın. | Open Subtitles | وهو يتفاخر بذلك الآن أنت حقاً أغضبتني |
Ona kötü bir şey söyleyip onu kızdırdın, o da gitti mi? | Open Subtitles | هل قلتي شيئاً سيئاً ؟ جعله يغضب ؟ جعله يغادر ؟ |
- Evet ama, çok ama çok kızdırdın. | Open Subtitles | لكنك أغضبته حقاً |
Biliyorsun ya yanlış adamları kızdırdın. | Open Subtitles | الآن، أنت تعرف أنّك أزعجت الأشخاص الخطأ. |
Bu tür insanları nasıl kızdırdın hiç bir fikrim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أدنى فكرة كيف أغضبتِ أولئك |
Sen yeterince köken kızdırdın, o sana bir ömür yeter. | Open Subtitles | لقد أغضبت ما يكفي من مصاصي الدماء الأصليين أثناء حياتك سأذهب أنا |
Biliyorum, bu sekiz yaşındaki bir çocuk için büyük bir yük ama sen atalarımızı unutarak onları kızdırdın. | Open Subtitles | تعرف ,اعرف ان هذا كثير لأضعه على كاهل صبي عمره 8 سنوات لكنك أغضبت أسلافنا |
Bu adamları bir şekilde kızdırdın. Ben içeri girdiğimde de seni öldürmek üzere miydiler? | Open Subtitles | هل أغضبت هؤلاء الرجل بطريقة أو بأخرى، وكانوا مُستعدّين لقتلك عندما صدف أنّي دخلتُ من الباب؟ |
Aklında olsun ki bu manasız savaşınla bu diyarda ki tüm krallıkları kızdırdın. | Open Subtitles | تدرك أنك أغضبت كل من الممالك من هذا البلد مع الخاص بك حرب لا معنى لها. |
Bir şeyler yapmış olman gerek. Ya birini kızdırdın ya bir yerde haddini aştın. | Open Subtitles | لابد أنك ارتكبت شيئا ما، أو أغضبت أحدًا، أو تجاوزت حدودا |
- Geçmişe bakıldığında, mümkün. - Beni gerçekten kızdırdın. | Open Subtitles | لرد الاحترام,ربما,لقد أغضبتني كثيرا |
Beni korkutacağın yerde kızdırdın. | Open Subtitles | بدلا من أن يخيفني، أغضبتني. |
Şimdi onu çok kızdırdın! Hadi gidelim! | Open Subtitles | أرأيت لقد جعلته يغضب جداً هيا بنا نذهب |
Virgil, sanırım onu kızdırdın. | Open Subtitles | فيرجيل,أعتقد أنك جعلته يغضب |
-Stacy'yi kullanarak onu kızdırdın. | Open Subtitles | -و أغضبته بشأن (ستايسي ) |
Onu gerçekten kızdırdın. | Open Subtitles | لقد أغضبته حقا |
Ama bence kesinlikle birini kızdırdın sen. | Open Subtitles | ولكن مؤكد أنك أزعجت أحدهم كثيراً |
- Komşunu bayağı kızdırdın. | Open Subtitles | لقد أغضبتِ جارتكِ |
Bu sefer kimi kızdırdın? | Open Subtitles | من قمتَ بإغضابهِ هذه المرة؟ |
Küçük kardeşimi kızdırdın. | Open Subtitles | لقد اغضبت اخى الصغير |
- Kızı kızdırdın. | Open Subtitles | لقد أغضبتها الآن |
- Bunları nasıl bu kadar kızdırdın sen? | Open Subtitles | -كيف أغضبتهم هكذا؟ |