| Tamam, yanlış anlamadım değil mi, bunu sadece annemi kızdırmak için yapıyorsun? | Open Subtitles | حسناً، لأكون على بينة فحسب لاتفعلين هذا إلا لإغضاب أمي؟ |
| Diğer adamsa, aynı ajandayı alıp üzerine garip penis resimleri çizer. Sırf ajandacı elemanı kızdırmak için. | Open Subtitles | و هناك الرجل الآخر الذي يرسم أعضاء ذكوريّة غريبة على تلك الرزنامة، فقط لإغضاب صاحبها. |
| Yoksa beni kızdırmak için mi baştan çıkardın onu? | Open Subtitles | أم أنك أغويتها نكاية بى ؟ . ليس للأمر علاقة بك - |
| Sigara, üniversitede kalmak, cheesecake yemek ve de sırf babamı kızdırmak için lezbiyenmiş gibi davranmak. | Open Subtitles | مثل التدخين و تناول أطعمه تسبب البدانه و الإدعاء بأنك سحاقيه فقط لكي تغضبي أبي |
| Bunu seni kızdırmak için söylüyorum. | Open Subtitles | انا اقول هذا فقط لتفهمها بداخلك |
| Eğer bunu sırf seni kızdırmak için yapıyorsa o zaman yapabileceğin en kötü şey ona ne kadar üzgün olduğunu göstermektir. | Open Subtitles | إذا كانت تفعل هذا فقط لإغضابي لذا أسوء شيء تفعله أن تبين لها أنك مستاء |
| Sadece diğerini kızdırmak için. | Open Subtitles | فقط لأضايق الآخرين. هل كانت متضايقة؟ |
| Bunu beni kızdırmak için kasıtlı yaptıklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد يفعلون ذلك عمداً فقط لإغاظتي! |
| İnsanları kızdırmak için çok iyi bir yol. Bunu bilen başka biri var mı? | Open Subtitles | تبدو وكأنها طريقة جيدة لإغضاب الناس هل يعرف شخص آخر بهذا؟ |
| Bu saçmalığa da babasını kızdırmak için bulaşmıştır herhalde. | Open Subtitles | أفترض أن هذا سبب تورطها بكل ذلك الهُراء لإغضاب أبيها |
| Sevgili beyaz ırk, ailenizi kızdırmak için bir siyahla çıkmak sizi bilinçli yapmaz, götün teki yapar. | Open Subtitles | أيها البيض الأعزاء، إن مواعدة شاب أسود لإغضاب أهلكم لا يجعلكم عصريين بل يجعل منكم حمقى. |
| Bana yalnızca annemi kızdırmak için onunla ilgilendiğimi düşündüğünü söyledi. | Open Subtitles | قال بأنني مهتمه به فقط لإغضاب أمي |
| Ailemi kızdırmak için girmiştim bu işe zaten! | Open Subtitles | كنت أفعل هذا لإغضاب والدي فحسب! |
| Beni kızdırmak için her şeyden vazgeçtin. | Open Subtitles | لقد ألقيت بكل شىء نكاية فى |
| Yoksa beni kızdırmak için mi baştan çıkardın onu? | Open Subtitles | أم أنك أغويتها نكاية بى ؟ |
| Yani babamı kızdırmak için beni ezip geçecek misin? | Open Subtitles | اذن هل تعاقبيني لكي تغضبي أبي؟ |
| Bunu seni kızdırmak için söylüyorum. | Open Subtitles | انا اقول هذا فقط لتفهمها بداخلك |
| Bunu sırf beni kızdırmak için yapıyor. | Open Subtitles | انها تفعل هذا فقط لإغضابي |
| Crassus'u kızdırmak için, tabii ki, ve sana yardım etmek için. | Open Subtitles | لأضايق كراسوس بالطبع ولأساعدك |
| Beni kızdırmak için Serena'yı çaldın. | Open Subtitles | لقد سَرقتَ سيرينا لإغاظتي. |