Adam paranoyak, kızgın, ve parmağıyla işaret ettiği uzun bir düşmanlar listesindeyiz. | Open Subtitles | هذا الرجل مذعور ، غاضب و نحن على قائمته الطويلة من الأعداء |
Adam paranoyak, kızgın, ve parmağıyla işaret ettiği uzun bir düşmanlar listesindeyiz. | Open Subtitles | هذا الرجل مذعور ، غاضب و نحن على قائمته الطويلة من الأعداء |
Dünya etrafımda değişiyor ve ben kızgın ve sinirliyim. | Open Subtitles | العالم تغير حولي و أنا غاضب و خائف |
kızgın ve usanmıştım, ancak en önemlisi, tam anlamı ile çaresiz hissediyordum. | TED | كنت غاضبة و محبطة و الأهم من ذلك كله شعوري بالعجز المطلق. |
Şu anda korkuyor, kızgın ve bu duygularının ona fayda getirmeyeceğinin farkında. | Open Subtitles | أنه خائف وغاضب ولا يمكن التحكم فى عواطفة الآن |
kızgın ve hiddetlisin. | Open Subtitles | أنت غاضب و مستاء |
Bak, Ona kızgın ve bana ve olmak için her türlü hakkı vardır biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك غاضبة منها أو مني و لديك كل الحق لتكوني كذلك |
kızgın ve sessizsin. Bu kesinlikle en iyi-- | Open Subtitles | يا للهول, غاضب و هادىء, هذا أفضل نوع |
Eğer biri benim Emily'me aynı şeyi yapsaydı, ben de sizin kadar kızgın ve üzgün olurdum. | Open Subtitles | إبنتى و إبنتكَ ، يذهبان إلى نفس المدرسة، و لو آذى أحدهم (إيميلى)،سأكون غاضب و مكروب ، مثلكَ تماماً. |
Şimdi kızgın ve mutsuz. | Open Subtitles | حاليا، هو غاضب و منزعج |
kızgın ve dengesiz. | Open Subtitles | إنه غاضب و مضطرب |
Hayır çünkü kızgın ve içten içe eşcinsel değilim. | Open Subtitles | -كلا لأني لست غاضب و شاذ سراً |
Herkes kızgın ve Jed babamla konuşmuyor. | Open Subtitles | (الكل غاضب و (جيد لا تتكلم مع أبي |
kızgın ve üzgün. | Open Subtitles | غاضب و مستاء |
Kendimi suçlamak için çok kızgın ve korkmuştum. | Open Subtitles | كنت غاضبة و خائفة للغاية من أن ألوم نفسي |
Buraya dokuz ay önce kızgın ve içe kapanık olarak geldi. | Open Subtitles | لقد وصلت إلى هنا قبل نحو تسعة أشهر و قد كانت غاضبة و منعزلة |
kızgın ve üzgünüm bir de çıkartacağı sesi merak ettim. | Open Subtitles | أنا غاضبة و منزعجة و قد كنت فضولية أيضاً ماهو الصوت الذي سيخرج منها |
Bebeğim sorunlu, kızgın ve yorucu olsa da aynı zamanda da çok zeki ve gözüm her an üstünde olursa ve sebzelerini yemeyi unutmazsa dünyayı bile değiştirebilir. | Open Subtitles | وطفلي مضطرب وغاضب ومُرهِق وذكي، وربما يغير العالم إن راقبته في كل دقيقة |
Sen her zaman kızgın ve öfkelisin ve bu durumun sana isterik davranma hakkı verdiğini sanıyorsun. | Open Subtitles | أنت دائما منزعج وغاضب ... وتعتقد بأنه لديك الحق لتكون هستيري بشكل اعتيادي |
Buradaki herkes kızgın ve üzgün. | Open Subtitles | الجميع في هذا المكان حزين وغاضب |
Andi çok kızgın ve kendimi nasıl affettiririm bilmiyorum. | Open Subtitles | (آندي) غاضلة مني و لا اعلم كيف اعوض عليها ذلك |