"kızgındım" - Translation from Turkish to Arabic

• غاضبة
• غاضباً
• غاضبا
• غاضبه
• غاضبًا
• مجنونا
• غضبت
• غاضبةً
• غاضبٌ
• غضبان
• لقد كنت غاضب

Seni görmek, duymak ya da seninle ilgilenmek için fazla kızgındım.
غاضبة جدا عن مقابلتك او الاستماع اليك او الاهتمام لامرك ..

Galiba kızgındım ve paniğe kapıldım. Herşey çok iyi gidiyordu.
كنت غاضبة ، ومضطربة كانت الأمور تسير على ما يُرام

Homer, bunu gördüğün için üzgünüm, ama o gece gerçekten çok kızgındım.
هومر، أنا آسفة أنك رأيت هذا لقد كنت غاضبة جدا تلك الليلة

Gençken, herhangi bir genç gibi kaygılıydım. Ama, 17 yıldır bir yo-yo gibi hayatımın bir içinde bir dışında olan bir anneye ve yüzü olmayan bir babaya sahip olmaktan dolayı kızgındım.
الآن عندما كنت مراهقاً، كنت مرتاع مثل ماكان أي مراهق لكن بعد 17 سنة من وجود أم التي كانت تدخل وتخرج من حياتي مثل اليويو و أب كان بدون وجه، كنت غاضباً

Bütün hayatım boyunca kızgındım, o gün gelene kadar.... Birden böyle konuştum.
كنت غاضباً طوال حياتي حتى تكلمت هكذا ذات يوم

Aldatıldığım için o kadar kızgındım ki doğruca size geldim bayım.
لقد كنت غاضبا جدا من هذا الخداع المزيف ولهذا جئت مباشرة اليك يا سيدى.

O kadar kızgındım ki yürüyüp gitmesine izin verdim. Peşinden gitmedim bile.
لقد كنت غاضبة جداً لقد تركته يذهب انا حتى لم اذهب خلفه

kızgındım çünkü baban bir anlaşma teklif edeceğini düşünmüştüm, ama...
وكنت غاضبة لأني أعتقدت أنها ستقدم لي صفقة ما ولكن

Üzgündüm, kafam karışıktı ve doğrusu kızgındım.
كنت حزينة، كنت في حيرة، وأصدقكم القول، كنت غاضبة.

Zerre kadar korkmamıştım, sadece kızgındım.
كنت وقتها لم يستبد بى الخوف بعد, بل كنت غاضبة

Çünkü sana kızgındım! Seni sevmeyi bırakmamıştım!
لأننى كنت غاضبة منك ليس لاننى توقفت عن حبك

Ben kanserimle savaşırken bunun adaletsizliği ve anlamsızlığı yüzünden kızgındım.
حين كنت أحارب السرطان, كنت غاضبة على عدم العدل به.. وفقدان المعنى به.

Sana söylediklerimi hiçbir zaman söylemem lazımdı kızgındım, gergindim.
وكان عليّ الامتناع عما قلته لك كنتُ غاضباً ومحبطاً

Bakın, Ayda Tütsülenmiş Bifteğim fazla pişmiş diye kızgındım ve...
لقد كنتُ غاضباً لأن طعامي كان مطهياً بإفراط

Sonra fark ettim ki esasında kendime kızgındım... o boka tekrar başladığını fark edemeyecek kadar kör olduğum için, bu bokla seni ilk kez tanıştıran ben olduğum için.
و عندها أدركتُ أني كُنتُ غاضباً من نفسي في الحقيقة لكوني أعمى و لم أرى بأنكَ عُدتَ للتعاطي مُجدداً

kızgındım, sinirliydim, ya da başka bir şey vardı, bilemiyorum...
غاضباً أو منزعجاً أو شيء ما لا أدري حقاً

İndiğimde ona çok kızgındım..
حسنا ,لقد كنت غاضبا جدا منه وعندما بدأ يلعب

Ona çok kızgındım bu yüzden gerçek gibi geldi bana.
لقد كنتُ غاضبه جدّاً منها لهذا شعرتُ بأنه كان حقيقي

kızgındım, üzgündüm ve tüm istediğim şey intikamdı.
كنت غاضبًا وحانقًا، وكل ما أردته كان الإنتقام.

Dürüst olmak gerekirse, olanlar için Sophie'ye gerçekten kızgındım.
لكي اكون صريحا كنت مجنونا بصوفي لهذا السبب

Ertesi gün lunaparka gidemediğim için kızgındım.
غضبت أكثر من عدم الذهاب لمدينة ألعاب "سيكس فلاغز" اليوم التالي.

Daima kariyer odaklı oldum. Aslında teklifte bulunduğunda, neredeyse kızgındım.
لقد كانت حياتي تتمحور حول مهنتي وفي الحقيقة، عندما تقدّم لي، كنت غاضبةً تقريباً.

Sana kızgındım, evet şu ana dek konuşma fırsatımız olmadığı için de üzgünüm.
أنا كُنت غاضبٌ منك , أجل وأنا آسف حيث أنهُ لم تتُاح لنا الفرصة للحديث عن هذا حتى الآن

Ben de çok kızgındım
كنت غضبان أيضاً للغاية

Babamı kaybettiğim için kızgındım ve sanırım hıncımı senden çıkardım.
لقد كنت غاضب لفقدان ابي .وأعتقد أنت الرجل الذي ألقيت علية اللوم...