"kızken" - Translation from Turkish to Arabic

    • طفلة
        
    • صغري
        
    • كفتاة
        
    • فتاة صغيرة كنت
        
    • عندما كانت فتاة
        
    • عندما كنت فتاه
        
    • عندما كنت فتاة صغيرة
        
    • حينما كنتُ
        
    Büyükbabam bana küçük bir kızken hakkında birçok hikaye anlatırdı. Open Subtitles جدي كان يقول لي قصص عنك عندما كنت طفلة صغيرة.
    Küçük bir kızken sahip olduğum ufak sarı şeyi hatırlattı bana. Open Subtitles إنه يذكرني بالببغاء الأصفر الصغير الذي كان عندي عندما كنت طفلة
    Küçük bir kızken, dedem bana küçük gümüş cep saatini vermişti. TED عندما كنت طفلة صغيرة، أعطاني جدي ساعة جيبه الفضية الصغيرة.
    Küçük bir kızken, ölülerle konuşabildiğimi öğrenene kadar. Open Subtitles لكـن .. في صغري عرفت انني يمكن ان اتكلم مع الأموات
    Şu an pratisyen doktor olan bir meslektaşım küçük bir kızken verem hastalığının tedavi edilmesi için altı aylığına bir sağlıkevine gönderilmiş. TED كانت هناك زميلة لي، وهي الآن طبيبة مُمارسة عامة، قد أُرسِلَت إلى مَصحَّة لمرض السُّل وهي طفلة صغيرة، لمدة ستة أشهُر.
    O daha küçük bir kızken, bütün oyuncaklarıyla oynardı... ve bi anda onları daha yeniyken çöpe atardı.. Open Subtitles عندما كانت طفلة صغيرة إعتادت ان تَضْجُر من دُمْيها وتتخلص منها بالرغم من أنها ما تزال جديدة
    Bana onu anlat. Yıllar önce öldü, sen küçük bir kızken. Open Subtitles لقد ماتت منذ سنوات عديدة عندما كنت طفلة صغيرة
    Küçük bir kızken korktuğunda öksürürdün. Open Subtitles عندما كنتِ طفلة صغيرة كنتِ تصابين بالسعال عند الخوف
    Geçmişte bir yerde, belli ki küçük bir kızken iki farklı kişiliğe bölünmüş. Open Subtitles فى مكان ما فى ماضيها ظاهرياً حين كانت طفلة أصبحت شخصيتها مقسمة إلى شخصيتين مختلفتين
    Ben küçük bir kızken bu en sevdiğim kitabımdı. Open Subtitles عندما كنت طفلة صغيره. كان هذا كتابي المفضل.
    Buraya ilk gelişimde, genç kızken, bana kahve getirdi, elinden alamadım bile. Open Subtitles أول مرة جئت الى هنا عندما كنت طفلة , قدم لي القهوة , لم أستطع حمل يدي على اخذ القهوة منه.
    Küçük bir kızken, oyuncak bebeğimi dört gün yağmurda bırakmıştım. Open Subtitles عندما كنت طفلة تركت دميتي تحت المطر لأربعة أيام
    Küçük bir kızken hile yapardım Çekoslovakya'da. Open Subtitles أكره ذلك حقاً كنت أتحايل على هذا عندما كنت طفلة صغيرة في تشيكسلوفاكيا
    Küçük bir kızken, hep Kainat Güzeli olmayı hayal ederdim. Open Subtitles عندما كنت طفلة صغيرة كنت أحلم بأن أصبح ملكة جمال الكون
    Küçük bir kızken yemin ederdik... ve derdik ki her zaman birbirimize her şeyi söyleyeceğiz. Open Subtitles عندما كنتي طفلة صغيرة و تعاهدنا سوياً على أننا سنخبر بعضنا البعض بكل شيء.
    Hava alanında mı? Küçük bir kızken olan bazı şeyleri hatırlamaya başlamış. Eve'in annesi intihara teşebbüs etmiş. Open Subtitles لقد بدأَتْ بتذكر أشياء من و هى كانت طفلة صغيرة حاولت والدة إيف الإنتحار
    Küçük bir kızken onları başıboş sokağa terk etmeye içi gitmezdi. Open Subtitles منذ أن كانت طفلة صغيرة لا تستطيع تركهم ضالين
    Küçük bir kızken, ölülerle konuşabildiğimi öğrenene kadar. Open Subtitles .. لكن في صغري عرفت بأنه يمكنني محادثة الأموات
    Pazar okulunda, küçük bir kızken, bu parça hiç okunmazdı... Open Subtitles كفتاة صغيرة في مدرسة الأحد، لم يذكروا أبدا هذا الجزء
    Küçük bir kızken, seni özel yerimizde sallardım. Open Subtitles عندما كنتِ فتاة صغيرة كنت أحضنكِ و أهزكِ في مكاننا المميز
    Norma küçük bir kızken, ona birkaç ay ders vermişti. Open Subtitles دَرست نورما بشكلاً خاص لبضعة شهور عندما كانت فتاة صغيرة
    Daha küçük bir kızken onu bir kez bulduğumu hatırlıyorum. Open Subtitles أذكر إنى عثرت عليها ذات مره عندما كنت فتاه صغيره
    Küçük bir kızken, herkes şarkı söylemenin kaderim olduğunu söylerdi, Open Subtitles عندما كنت فتاة صغيرة كان الجميع يقول لي الغناء مصيري
    Ben küçük bir kızken abim köylülerin hikâyeleriyle beni korkuturdu. Open Subtitles أخي عهد إرعابي حينما كنتُ طفلة بقصص البشر الضواري في الغابات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more