"kaçırıp" - Translation from Turkish to Arabic

• خطف
• اختطف
• بخطف
• يخطف
• اختطفوا
• اختطاف
• إختطاف
• إختطف
• الخطف
• اختطفت
• بإختطاف
• باختطاف
• تختطف
• يخطفون
• لخطف

Altı yıl önce kız kardeşini kaçırıp öldüren adam olduğundan emindi.
و مسدس عيار 38 وقالت انها متأكده انه خطف وذبح أختها

Duyduklarınız ne olursa olsun, onları kaçırıp sakatlamaya zamanım yok.
مهما يكن ما سمعته منى انى بالفعل لا املك الوقت لذلك لكى اختطف او امزق احدهم

Oh, devletinizin masum bir uzaylıyı kaçırıp ölesiye işkence ettiği filmden mi bahsediyorsun?
أتعني الفيلم الذي قامت به حكومتك بخطف فضائي بريء وتعذيبه حتى الموت تقريباً؟

İkinizin de iyi olmasına sevindim, ama hiç kimse benim adamlarımı... kaçırıp, alıkoyamaz. Bu işin peşini bırakmam.
حسناً ، أنا مسرور لأنّكما بخير، ولكن لا أحد يخطف جماعتي ويحتجزهم، سأضع حدّاً لهذا

Çılgınca geliyor biliyorum, ama annemi kaçırıp... babamı yardıma zorladılar, ama bizi kurtardı.
اعرف ان هذا امرأً يبدو مجنوناً و لكنهم اختطفوا امى ايضاً ليضغطوا على ابى لمساعدتهم ولكنه انقذنا

Arkadaşlarından birini kaçırıp onu yem olarak kullanacak, Buffy'yi tuzağa çekeceksin.
اختطاف واحد من أصدقائها واستخدامه كطعم لتقوديها إلي فخ

Bu adam yeniyetme çocukları kaçırıp tecavüz etti ve onları öldürdü.
هذا الرجل الذى خطف واغتصب مراهقين وقتلهم

Biri bir kemancıyı kaçırıp onu müze parçaları ile doldurup eski bir banka kasasında yemekte servis mi etmiş?
شخص ما خطف هؤلاء وقدّمهم كوجبة للعشاء.. في قبو بنك قديم محشور مع قطع المتحف؟

Yani biri Amerika'ya kızınca bi uçak kaçırıp, binalara girsin öyle mi ?
إذن كل من يشعر بالحنق تجاه أمريكا يمكنه القيام بعملية خطف وتفجير الطائرة في منشآتنا

Baya, oğlunuz valiyi öldürüp, kızını kaçırıp, başbakanı soyup, kırmızı ışıkta geçti.
لقد قتل ابنك حاكم الولاية و اختطف ابنته و سطا على بيت رئيس البلاد

Sadako'ya beden bulmak için, kadınları kaçırıp canlı canlı kuyuya atmış.
ليتغذى بقوتها وقد اختطف العديد من الفتيات وألقيت هناك الكثير من الفتيات أسفل البئر

Neden bir çocuğu kaçırıp, onu 6 yıl bekledikten sonra öldürsün?
لما يقوم المجرم بخطف طفل ثُم ينتظر سته سنوات ليقتله؟

Yani bu kızlar kaçırıldılar ve sonra başka kızları kaçırıp ailelerini öldürdüler?
اذن تلك الفتيات الصغيرات خطفن و لاحقا قمن بخطف فتيات اخريات و قتل عائلاتهن؟

Bir çocuğun hayatı tehlikede ve o adam her kimse başka bir çocuğu kaçırıp öldürebilir.
حياة الصبي على المحك ويمكن لهذا الرجل أن يخطف طفلاً آخر ويقتله.

Batılıları kaçırıp olmayacak şeyler talep ederler.
اختطفوا مواطنين غربيين وحصلوا على فدية كبيرة

Adam kaçırıp öldürmek şöyle dursun, işemeye bile vakti yoktu.
لم يكن لديه وقت ليتبوّل، ناهيك عن أن اختطاف وقتل رجل

En yakın zamanda oğlunu kaçırıp kızımla evlendirmem... gerektiğini düşünüyorum.
أفكر أن علي إختطاف إبنك حينما يتسنى ذلك لأزوجه لإبنتي

Bilmiyoruz. Ama üç gecedir gelip birini kaçırıp gidiyor.
لا نعرف, لكن في كل ليلة هاجمنا فيها إختطف واحداً منا

Hastane yatağındayken, genç bir çocuğu kaçırıp öldürmenin zor olacağını düşünüyorum.
يصعب عليه الخطف وقتل صبي صغير عندها تشعر أنت بحال أفضل كنت أتصور

Bakın. Analizinize saygılıyım, ama bu kadın 6 kişiyi kaçırıp 3'ünü öldürdü.
اسمعوا، أحترم تحليلكم لكن هذه المرأة اختطفت 6 نساء وقتلت 3 منهن

Oğlumu kaçırıp ailemi tehdit etti.
حسناً، لقد قام بإختطاف إبني، و هدد أسرتي.

5 kişiyi kaçırıp belli bir zamanda planlanmış, eleman alım oturumuna katılıyor.
قام باختطاف 5 اشحاص ومن ثم اتى الى جلسة توظيف مجدولة

Tamam ya bebekleri kaçırıp pişiren bir yaratığımız var ya da birkaç psikopat köylü bebekleri kaçırıp pişiriyor.
حسناً، إما أن لدينا وحوش تختطف الأطفال لتصنع منهم حساءً أو أن هنالك جماعة من المختلين تختطف الأطفال لتصنع منهم حساءً

Nasıl tepki vereceklerini görmek için insanları kaçırıp umutsuz bir durumun içine sokuyorlar.
إنهم يخطفون الناس ، ثم يضعونهم في حالة ميؤوس منها ،ليراقبوا ردود أفعالهم

Bu adam sorumlu olduğu kişilere o kadar bağlı ki tanıdığı insanları kaçırıp onları soymayı göze alıyor.
هذا الرجل يشعر بالتزام قوى تجاه من يعيلهم لدرجة انه على استعداد لخطف و سرقة أناس يعرفهم