Sen ve Tate, dört cinayet ve iki adam kaçırmadan dolayı suçlanıyorsunuz. | Open Subtitles | انت وتَيت عالقين فى اربع جرائم قتل , و الان حالتى اختطاف |
Adam kaçırmadan fidyeye ve siyasi istihbarata her alanda. | Open Subtitles | بين اختطاف وطلب فدية لإستخراح المعرضين السياسيين |
Buldum. Araç Fransa'ya geçmiş kaçırmadan tam altı saat sonra. | Open Subtitles | وجدتها ، الشاحنة عبرت لفرنسا بعد ست ساعات من الإختطاف |
Babama vakıf hesabından çekilen bir milyon doları sordum ve bana bu adam kaçırmadan bahsetti ama inan bana bu gerçekten akıl dışı. | Open Subtitles | سألت والدي عن عمليـّة سحب مليون دولار من حساب المؤسـسة فأخبرني عن عمليـّة الإختطاف هذه ولكنـّي أخبرك بأنّ هذا غير معقول |
Banka soygunu ve adam kaçırmadan 7 yıldır Folsom'da | Open Subtitles | لقد انهى توا سبع سنوات في السجن بتهمة الاختطاف وسرقة مصرف |
Varillere bakılırsa, çocukları kaçırmadan cesetleri ne yapacağını düşünüyormuş. | Open Subtitles | والبرميلان يمثلان أن أحداً كان يفكر بأن يتخلص من الجثث قبل الخطف |
Başka bir çifti daha kaçırmadan önce onu durdurmalıyız. | Open Subtitles | يجب ان نوقفه قبل أن يختطف ثنائيا أخر |
Ama KGB'nin, Başkan'ı kaçırmadan öğrenebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | ولكنني لا أعتقد أن السوفييتين يستطيعون إيجاده بدون اختطاف الرئيس |
O bilim adamını kaçırmadan önce bana sorman gerekirdi. | Open Subtitles | يجب أن كنت قد دققت معي قبل أن اختطاف عالم. |
Ben de koca bir haftayı kimseyi kaçırmadan geçirebileceğimizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | وأنا من خلتنا قادرين على الصمود لأسبوع كامل بدون اختطاف أحد |
Otobüs kaçırmadan sekiz gün sonra o ve diğer FBI ajanları öldüler. | Open Subtitles | ...بعد ثمان أيام من اختطاف الباص مات مع العملاء الفيدراليين الآخرين |
Son adam kaçırmadan bu yana 15 sene geçtiği için bir anlam veremiyorlar. | Open Subtitles | آخر عملية اختطاف وقعت منذ 15 سنة |
Bu basit bir adam kaçırmadan öte. | Open Subtitles | هذا ليس فقط عبارة عن خطف والضغط من أجل تأمين الإختطاف |
1968'de ölmüş görünüyor uçak kaçırmadan üç yıl önce. | Open Subtitles | يبدو أنّه مات في عام 1968، قبل ثلاث سنوات من الإختطاف. |
- Adam kaçırmadan konuş. Azıcık taşaklı ol ya! | Open Subtitles | ـ أخبره عن الإختطاف ـ أظهر بعض الجراءة، مفهوم؟ |
Bugün olağandışı bir şey oldu mu, ...kaçırmadan önce? | Open Subtitles | هل حدث أى شيء غير طبيعي اليوم قبل حدوث عملية الإختطاف ؟ |
Çocuğu kaçırmadan önce Waverly'leri neden uyarsınlar? | Open Subtitles | لماذا يقوم أحدهم بتحذير آل "وايفرلي" قبل الإختطاف ؟ |
Bizden uzak durmasını söyledim ama beni çocuk kaçırmadan dolayı tutuklatabileceğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرته أن يبتعد عنّا، لكنّه قال بأنّه سيجعلني أُعتقل بتهمة الاختطاف |
Zanlımız sadece sahte kan kullanmamış verandadaki güvenlik kameralarının bağlantısını kaçırmadan hemen önce koparmış. | Open Subtitles | لم يقم الجاني بإستخدام الدم المزيف كحيلة فقط لكن كاميرات الشرفة الأمامية تم فصلها أيضا قبل الاختطاف تماما |
kaçırmadan ilk FBI'ın haberi olacak. | Open Subtitles | المباحث الفدرالية ستعلم بأمر واقعة الاختطاف |
Adam kaçırmadan, fidye istemekten suçlusun. Kızlarının hepsi suç ortaklığı yapıyorlar. | Open Subtitles | أنتِ مذنبه بتهمتي الخطف وطلب الفديه,كل فتياتك مشاركاتٌ لكِ |
Yurdu aradım ve eğer numarayı vermezlerse onu çocuk kaçırmadan tutuklatacağımı söyledim.. | Open Subtitles | لقد اتصلتُ بالسكن وهددتهم بإعتقالهم بتهمة الخطف إذا لم يعطوني الرقم. |
Olmaz. Başbakanı kaçırmadan önce Lane'i bulacağız ve yakalayacağız. | Open Subtitles | كلا، سيكون علينا إيجاد (لين)، والقبض عليه قبل أن يختطف رئيس الوزراء. |