Zayıf olan makinist de kaçmaya çalışırken vuruldu. | Open Subtitles | مهندس اخر , ذلك النحيف اطلق عليه النار وهو يحاول الهرب |
Üzgünüm. kaçmaya çalışırken vuruldu. | Open Subtitles | أنا آسفة،أطلقوا عليه النار وهو يحاول الهرب |
Ödüllü atı vuran ve adının Nikki Arane olduğu belirlenen... kişi pistin otoparkından kaçmaya çalışırken... güvenlik görevlisi tarafından vurularak öldürüldü. | Open Subtitles | أطلق عليه بوليس الحلبة النار و قُتل بينما كان يحاول الهروب من باحة السيارات |
Ya da sen kaçmaya çalışırken seni vurabilirim. | Open Subtitles | أو يمكنني ببساطة قتلك بينما كنت تحاول الهرب. |
kaçmaya çalışırken seni vurduktan sonra, kahraman olacağım. | Open Subtitles | أتعرف, بعد أن أرديك, لمحاولة الهروب سأكون بطلاً |
Hyun Joon kaçmaya çalışırken, Sa Woo'nun uçağı vurmasıyla başarısız oldu. | Open Subtitles | ولقد حاول الهرب بالطائرة (ولكن تم إسقاط طائرته برصاص (سا وو |
kaçmaya çalışırken karşıma çıktı ve elinde kanlı maket bıçağı vardı. | Open Subtitles | وحين حاولت الهرب ظهر أن له دماء رقبة على الغطاء |
Saul Tigh kaçmaya çalışırken öldürülmüş. | Open Subtitles | سول تاي) لقي حتفه مُحاولاً الهرب) |
İlk karınızı odaya kilitlediğinizi ve oradan kaçmaya çalışırken çocuklarıyla birlikte boğulduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال يا سيدى أنك حبست زوجتك الأولى أنها وأولادها غرقوا عندما كانوا يحاولون الهروب |
Ölmüştü. Vurulmuş, kaçmaya çalışırken. | Open Subtitles | بأنه قد قتل في محاولة هروب. |
Ben de etkilenirdim ama kaçmaya çalışırken düşüp başını çarptı. | Open Subtitles | حسنا,كنت لأكون منبهر لولا أنه سقط وصدم رأسه بينما كان يحاول الهرب |
Şunu sandıktaki paslı bir delikten kaçmaya çalışırken yakaladım. | Open Subtitles | قبضت على هذا وهو يحاول الهرب عبر فتحة مهترِئة في قفص الشحن. |
Bu da, suçlunun kaçmaya çalışırken bir hata yapmasını mümkün kılabilir. | Open Subtitles | من المحتمل ان المجرم اخطأ عندما كان يحاول الهرب |
Piskoposun evinin anahtarları vardı ve kaçmaya çalışırken yakalandı. | Open Subtitles | فهوَ بإمكانه الوصول إلى القصر والحى السكنى و تم القبض عليه يحاول الهروب |
Korkunç ir suç üzerine atıldı ve kaçmaya çalışırken vuruldu. | Open Subtitles | قد تم وضعه في اطار جريمة بشعة ولقد قُتل بينما كان يحاول الهروب |
Tamam, kaçmaya çalışırken ayağı takılmış ya da şöminenin ayaklığı ile kafasına vurulmuş olabilir. | Open Subtitles | حسناً,ربما تعثرت وهي تحاول الهرب أو أنها أُسقطت وإرتطم رأسها بالمسند الحديدي! |
kaçmaya çalışırken seni vurduğum için kahraman olacağım. | Open Subtitles | لمحاولة الهروب سأكون بطلاً |
kaçmaya çalışırken de kötü şekilde düştü. | Open Subtitles | ثمّ حاول الهرب وتعرّض لسقطة رهيبة |
kaçmaya çalışırken olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنها حدثت بعدما حاولت الهرب |
Saul Tigh, kaçmaya çalışırken öldürüldü. | Open Subtitles | سول تاي) لقي حتفه مُحاولاً الهرب) |
Onlar kaçmaya çalışırken ben kapının yakınındaydım. | Open Subtitles | لقد رايتهم في الممر عندها رايت ثلاث رجال يحاولون الهروب |
Ölmüştü. Vurulmuş, kaçmaya çalışırken. | Open Subtitles | بأنه قد قتل في محاولة هروب. |
Ayrıntıları sorma, ama polis kaçmaya çalışırken öldüğüme hükmetti. | Open Subtitles | ولايهمك التفاصيل ,ولكن البوليس اعتقد اننى قتلت اثناء محاولة الهرب |
Halkıyla birlikte virüsten kaçmaya çalışırken bize rastladılar. | Open Subtitles | ، هو وشعبه... عثرواعلينا .في محاولة للهروب من الفيروس |
Sorgulama sırasında, 7'nci kattan düştü kaçmaya çalışırken, polise göre. | Open Subtitles | خلال إستجوابه سقط من الطابق السابع أثناء محاولته الهرب هذا ما صرح به البوليس |
kaçmaya çalışırken kazara size birşey olursa, sizin yerinizi kimse dolduramaz. | Open Subtitles | وهو أنه لا يوجد بديل لك إذا صدف أن حدث لك شيء أثناء هروبك. |