| Efendisinde korktuğu için asla kaçmayacak, hayatı boyunca kendisine zalimce davranıldığı için kendisi de idare ettiği genç kölelere aynısını yapıyor. | TED | لن يهرب خوفاً من سيده. و لأنه كان يُعامل بقسوة طيلة حياته، فقد أراد ذلك لعبيده الصغار الذين يرأسهم. |
| Ateş ettiğimizde salonda tek bir adam kaçmayacak. | Open Subtitles | عندما تنطلق الرصاصات رجل واحد في القاعة لن يهرب |
| Bu çocuk bir yere kaçmayacak. | Open Subtitles | هذا الفتى لن يهرب الى أي مكان. |
| Evet, pes edebiliriz çünkü artık benden kaçmayacak birisi olabileceğini düşünmek istesem de öyle biri... | Open Subtitles | لايهم كم أود تصديق أنه يوجد رجل واحد لن يهرب رجل واحد سوف ... |
| kaçmayacak. | Open Subtitles | روني ,هذا الشخص لن يهرب |
| Onu öldürseniz bile, Snowbell kaçmayacak. | Open Subtitles | وقد تقتلونه حتى لكن ( سنوبل ) لن يهرب وهذا هو جوهر العائلة |
| Bir mücadeleden kaçmayacak bir at lazım. | Open Subtitles | تريد حصانا لن يهرب من المعركة |
| Toby haklı. Daha fazla kaçmayacak. | Open Subtitles | (توبي) على حق هو لن يهرب بعد الآن |
| kaçmayacak. | Open Subtitles | لن يهرب |
| - O zaman kaçmayacak. | Open Subtitles | إذاً لن يهرب |
| Catalina'yla biyere kaçmayacak. | Open Subtitles | ( إنه لن يهرب مع ( كاتالينا |
| Hayır, kaçmayacak. | Open Subtitles | كلا, لن يهرب |
| kaçmayacak. | Open Subtitles | لن يهرب |