Prenses ve bir grup adamın altınla birlikte kaçtıkları kesin. | Open Subtitles | الأميرة وهؤلاء الرجال هربوا بالذهب بكل تأكيد |
Birçok çocuğun 90'larda kaçtıkları söylendi. | Open Subtitles | ذكروا في تقريرهم أن بعض الأطفال الذين هربوا عام 2009، قد تمت إعادتهم |
Ölüm timlerinden kaçtılar ve kaçtıkları silahların aynıları ile öldürüldüler. | Open Subtitles | لقد هربوا من فرق الموت و انتهى بهم الأمر مقتولين بنفس الأسلحة التي كانوا قد هربوا منها |
Dönüp kaçtıkları zaman gemimizi kurtarmamızı istemediler. | Open Subtitles | إنهم فقط لايريدون لنا أنقاذ السفينة عندما حاولوا تقفينا ثم هربوا |
Bu arada biraz yavaş tutabilirsin, bir yere kaçtıkları yok. | Open Subtitles | بالمناسبة، يمكنكَ أن تخسر قبضتكَ أنهم لن يهربوا |
Kardeşler kaçtıkları hapishaneden 15 mil uzaktaki bir yere geldiler neden böyle bir şey yapsınlar? | Open Subtitles | لقد عاد الأخوين إلى المدينة التي تبعد 15 ميل عن السجن الذي قد هربوا منه ، لماذا سيفعلون ذلك؟ |
Kardeşler, kaçtıkları hapishaneden 15 mil uzaklıktaki bir şehire geri geliyorlar. | Open Subtitles | لقد عاد الأخوين إلى المدينة التي تبعد 15 ميلاً عن السجن الذي هربوا منه |
Raporda, aynı zamanda suçluların arkadan kaçtıkları yazıyor. | Open Subtitles | يقول التقرير أيضاَ أن المجرمين هربوا من الخلف |
...ve 500 milyar dolar civarı parayla kaçtıkları öğrenildi. | Open Subtitles | اللصوص قد هربوا مع حوالي خمس مئة ألف دولار |
Sekiz tanesi bulunamadı, kaçtıkları sanılıyor. | Open Subtitles | ثمانية غائبون هربوا على الأرجح |
kaçtıkları söyleniyor ama, Todou en azından hayatta. | Open Subtitles | لكن قيل انهم هربوا , ومازال تودو بخير |
Teknemi alıp benden kaçtıkları için onları bana güvenebileceklerine ikna etmekte yardımın gerekecek. | Open Subtitles | و بما أنّهم هربوا منّي على متن قاربي... سأحتاجُ إليكَ لتقنعهم أنّهم يستطيعون الوثوق بي |
O sadece bir ört bas hikayesi, hapishaneden kaçtıkları için. | Open Subtitles | هذه قصة مضللة فحسب لأنهم هربوا من السجن |
Zanlıların Galaktik Yönetim'e ait bir destroyer'la birlikte kaçtıkları düşünülüyor. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}نظنّ الجّناة هربوا على مدمّرة خاضعة للسّلطة المجرّيّة. |
kaçtıkları hapishane. | Open Subtitles | هذا هو السجن الذي هربوا منه |
üçü bulunamadı, kaçtıkları sanılıyor. | Open Subtitles | ثلاثة غائبون هربوا على الأرجح |
kaçtıkları dar yol dışında yok. | Open Subtitles | لقد هربوا من طريق ضيق |
Seni görünce kaçtıkları apaçık ortada ama. | Open Subtitles | لقد هربوا منك ، (لاري) لميكنخطئي. |
Halkımız çaresizce bir vatan arayışında diyorsam kaçtıkları şey meslektaşlarının sert sözleri veya Nobel komitesinin görmezden gelmeleri değil. | Open Subtitles | عندما اقول لك هذا ان شعبنا يطمح في وطن لهُ, فأنا لا أبالغ من الدول التي يهربوا منها |
- Bir yere kaçtıkları yok Eddie. | Open Subtitles | -لم يهربوا بعد يا (إدي ) |