| Dünya üzerinde şu an hissettiklerimi hafifletecek kadar kağıt mendil yok! | Open Subtitles | لا توجد مناديل تكفي في العالم من أجل ما أشعر به |
| Taze gül yaprakları, kabuksuz kızarmış ekmek, yumuşak kağıt mendil. | Open Subtitles | بتلات وردٍ نقي، مصاصات مثنية، مناديل ناعمة |
| Bir gencin odasında olandan daha fazla ortalığa saçılmış kağıt mendil vardı. | Open Subtitles | -كان هناك مناديل اكثر من الموجودين في غرفه مراق |
| Burada kağıt mendil yok. | Open Subtitles | لا أرى أي مناديل هنا. |
| O zaman kâğıt mendil getir ona. Çoğu sanık kendi suçlarının anlatıldığını duyduğunda üzülür. | Open Subtitles | إذاً أحضر له منديلاً , العديد من المدعى عليهم ينزعجون عندما يسمعون بتفاصيل جرائمهم. |
| kağıt mendil banyoda. | Open Subtitles | هناك مناديل بالحمام |
| kağıt mendil. | Open Subtitles | مناديل هل أعطوك مناديـل |
| Şey, kusra bakma hiç kağıt mendil kalmamış da... Sorun değil. | Open Subtitles | -آسف ، ليس لديّ أي مناديل ورقية لذا ... |
| - Bana kağıt mendil lazım. | Open Subtitles | -تلزمني علبة مناديل ! |
| Yanımda kağıt mendil var. | Open Subtitles | لدي مناديل. |
| Eyvah. kağıt mendil? | Open Subtitles | مناديل ورقيّة؟ |
| Kaç tane kâğıt mendil aldın bakayım? | Open Subtitles | كم منديلاً لديك؟ |