| O adam bizim sorunumuz değil. Biftekli kaşarlı sandviç satmıyorsa tabii. | Open Subtitles | إنّه ليس مشكلتنا، إلا إذا كان يبيع شرائح اللحم وشطائر بالجبن. |
| Harika. Ben jambonlu ve kaşarlı... | Open Subtitles | هذا رائع ، أريد سندويتش بالجبن ولحم الفخذ |
| Ve bir yangın çıkarmıştı kaşarlı tost yapmaya çalışırken. | Open Subtitles | وقد بدأ حريقاً, بمحاولته صناعة جبنة ساخنة |
| - Geçen gün kaşarlı tost yedin ve kendini koltuğa zor attın. | Open Subtitles | تأكل ساندويتش جبنة محمصة وبالكاد تستطيع بلوغ الأريكة. |
| -Çok teşekkür ederim. Bu kaşarlı yemek mi? | Open Subtitles | شكرا جزيلا هل هذه وجبة الطعام ال"كوشر" ؟ |
| -Çok teşekkür ederim. Bu kaşarlı yemek mi? | Open Subtitles | شكرا جزيلا هل هذه وجبة الطعام ال"كوشر" ؟ |
| Biliyorum, özel yemek anlayışın, kaşarlı dürüm, ama gelmene çok sevindim. | Open Subtitles | أعرف أن فكرتك للعشاء الفاخر هي لحم بالجبن على صحن لكني ممتن حقاً لقدومك |
| Lisa, bu gece Janie'lerde. Annesi çok güzel kaşarlı makarna yapıyormuş. | Open Subtitles | ستنام (ليسا) بمنزل (جايني)، يبدو أن أمها تعد معجناتٍ بالجبن لذيذة |
| kaşarlı patateslerin geliyor. | Open Subtitles | . بطاطا بالجبن جاهز - |
| Sarımsaklı, kaşarlı ve kurutulmuş domatesli. | Open Subtitles | ثوم، أو طماطم مجففة، أو جبنة بارميزان |
| Bu arada bir dahakine "çifte kaşarlı" olsun, Phil. | Open Subtitles | .. و (المرة القادمة احضر "جبنة مزدوجة" (فيل |