Kalmam için ısrar edildi, ben kabalık yapmayı hiç sevmem. | Open Subtitles | لقد دعوني لأن أبقى و لا أحب أن أكون وقحاً |
Sence, böyle bir şeyle bir vampirin ofisine gelmek, kabalık değil mi? | Open Subtitles | إنه من الوقاحة أن تأتى إلى مكتب مصاص دماء بواحدة من هذه |
kabalık etmek istemiyorum ama bana da kaşar ve deli gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | لاأريد أن أكون وقح, ولكنه يبدو كـ عهر و جنون بالنسبة لي |
Size büyüleyici dememin kabalık olduğunun farkındayım ama gerçekten çok sıra dışı bir kişiliğiniz var. | Open Subtitles | أحسب أنها وقاحة أن أصفك بالمدهش ولكنك رجل شديد الندرة |
İşime karışmayacağınız için de size kabalık etmem söz konusu olmaz. | Open Subtitles | ولا أرى كيف سأكون وقحة معك إن لم تكن موجوداً معنا |
kabalık etmek istemezdim, ama yarın büyük bir toplantım var. | Open Subtitles | لا أحاول أن أكون وقحا لكن لدي اجتماع مهم غدا |
Neler olduğunu sormam kabalık mı olur? | Open Subtitles | أعذروني, هل سيكون فظ أن أسأل ما الذي يحدث هنا؟ |
kabalık etmek istemem, ama günde kabul ettiğimiz hasta sayısı 80'i aşıyor. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون وقحاً ولكننا نستقبل أكثر من 80 حالة يومياً |
kabalık etmek istemem, ama bu hastalarımdan duymayı bekleyebileceğim bir şey. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون وقحاً و لكن هذا الكلام هو ما أتوقع سماعه من المرضى |
Ama gidip bir tonluk moloz yığınını aramanın kabalık olacağını düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنها من الوقاحة الذهاب للتفتيش تحت ألف طن من الأنقاض |
Tamam ama soran falan olursa yalan söylemek kabalık olur. | Open Subtitles | حسناً, ولكن ان سأل احد سيكون من الوقاحة ان نكذب |
kabalık etmek istemem ama bir eleştirmenin ne dediği umurumda değil. | Open Subtitles | لا تعتقد أني وقح ، لكن لا يهمني ما يقوله آي ناقد فني |
Charley, burada kabalık etmen gerekmiyor. | Open Subtitles | شارلي لا يوجد سبب لتكون وقح عند التحدث عن هذا |
Size büyüleyici dememin kabalık olduğunun farkındayım ama gerçekten çok sıradışı bir kişiliğiniz var. | Open Subtitles | أحسب أنها وقاحة أن أصفك بالمدهش ولكنك رجل شديد الندرة |
Aslında, bence bu düpedüz kabalık, çünkü ben senin emir erin değilim ahbap. | Open Subtitles | فى الحقيقة ، أقل ما يقال عنها وقاحة لأنني لست أنا طفلك الرضيع يا رفيق |
Eğer kabalık ediyorsam özür dilerim, ama evsizsin, değil mi? | Open Subtitles | أنا آسفة إذا كنت وقحة لكنّك، لست مشرّداً، أليس كذلك؟ |
kabalık etmek istemiyorum ama pek konuşkan değilimdir. | Open Subtitles | إسمع, أنا لا أريد أن أكون وقحا لكني لست مولعا بالحديث |
kabalık etmek istemem... ama komadan çıktığımdan beri insanlara dokunmak bana zor geliyor. | Open Subtitles | لا أَقْصد أَنْ أَكُون فظ أَنا فَقَطْ أَجِدُ صعوبة في مَس الناس منذ غيبوبتي |
kabalık gibi olmasın ama, zaman yerinde durmuyor Charles. | Open Subtitles | لا اريد ان اكون فظاً تشارلز لاكن الزمن تغير |
Ödedikleri belki kabalık etmeye yeter, ama hapiste yatmaya yeteceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لعلهم يدفعون لك راتباً يخولك أن تكوني فظة ولكن أشك في أنه يكفي لتمضي فتره في سجن المقاطعة |
Bayım, benim mekanımda kabalık yapmak zorunda mısınız? | Open Subtitles | سيديّ، لماذا تتصرف بوقاحة معيّ في مكانيّ الخاص؟ |
Burada benimle olmanı takdir ediyorum, kabalık etmek de istemem, ama... biraz yalnız kalabilir miyim? | Open Subtitles | انا اقدر انك قد اتيت هنا معى ولا اريد ان ابدو وقحه ولكن000 هل من الممكن ان احصل على بعض الخصوصيه؟ |
Ne büyük bir kabalık. Peki ya anne? | Open Subtitles | هذه بالفعل فظاظة منه والأم لماذا لم يخبرها |
kabalık virüsüne son verelim ve naziklik yaymaya başlayalım. | TED | دعونا نضع حدًا لآفة الفظاظة ونبدأ بنشر الدماثة. |
Hemen cevap vermeni beklemiyorum çünkü çok öylesi kabalık olurdu. | Open Subtitles | لا أتوقع إجابة منكِ الآن، لأن هذا سيكون وقحًا |
Bunu açıklayamam. Bunun kabalık olduğunu düşünür. | Open Subtitles | لا أجد تفسيرا لهذا , و لكنه يعتبر هذا وقاحه منه |