"kabuğuna" - Translation from Turkish to Arabic

    • قشرة
        
    • لصدفته
        
    • قوقعتك
        
    • قشر
        
    • أصدافهم
        
    • صدف
        
    • اللحاء
        
    • بقشرة
        
    Bir insanın ilk uçma deneyimi ise yanlışlıkla düşmekti veya muz kabuğuna basıp kaymak. TED بينما سقطت تجربة الإنسان الأولى للطيران بالصدفة متعثرة، أو منزلقة على قشرة الموز الأسطورية.
    Ekmek kabuğuna bile güzel rengini veren şekerdir. TED حتى أنه هو الذي يعطي قشرة الخبز لونها الذهبي البني الجميل.
    # Yalnızca kay basarak bir muz kabuğuna Dünyalar bak nasıl geliyor ayağına # Open Subtitles فقط ستنزلق على قشرة موز والعالم تحت اقدامك.
    Mesele, eğer reddedilirse kim bilir daha ne kadar süre kabuğuna çekilecek. Open Subtitles الفكرة لو انه صُدم سوف يعود لصدفته لوقت طويل الله اعلم بمدته
    kabuğuna çekildiğini, doğru mu bu? Open Subtitles وأنك تعيش داخل قوقعتك هل هذا صحيح ؟ ليس لدي فكرة ياإلف
    Bu, babasının muz kabuğuna basıp düşmesi gibi birşey değil. Open Subtitles ذلك لا يعني أن أباه قد إنزلق على قشر الموز
    Herkes kabuğuna saklansın! Open Subtitles ليختبئ الجميع بداخل أصدافهم
    Deniz kabuğuna bak. Open Subtitles انظر، صدف.
    O yıl çocuklar hediye olarak ağaç kabuğuna çivilenmiş bir sosis almıştı. Open Subtitles كل طفل في تلك السنة حصل على النقانق مسمر على قطع من اللحاء
    Adamın teki muz kabuğuna basıp düşse benden hesap soracaklardı. Open Subtitles إذا تعثر شخص بقشرة موز فسيأخذونني للإستجواب
    Portakal kabuğuna basıp kaydım desen? Open Subtitles إفترض أن تقول أنك تزحلقت على قشرة برتقال
    Bu kadar zamandır bir ayağım çukurda, öbürü de muz kabuğuna basıyor diye düşünürdüm. Open Subtitles ودائماً اشعر ان رجلٌ واحده على القبر والأخرى على قشرة الموز
    Peki ya insanlar gelip mumyayı gördükten sonra onlara araba çarpar ya da muz kabuğuna basarlarsa? Open Subtitles أجل، لكن ماذا عندما يأتي الناس لرؤية المومياء ومن ثمّ يتعرّضون للإصطدام بواسطة سيّارة أو ينزلقون بسبب قشرة موز؟
    Arka çıkışta bir muz kabuğuna basıp kaydım. Open Subtitles لقد خطوت على قشرة موز في الزقاق وأنا عائدة.
    Deney maymunlarından birisi muz kabuğuna basıp boynunu kırdı. Open Subtitles فقد انزلق أحد قردة الاختبار بسبب قشرة موز وكُسرت رقبته
    Büyük ihtimalle sana hediye almak için falan gitmiştir bir şeyin kabuğuna basmıştır, muz gibi, ya da kim bilir? Open Subtitles على الأرجح أنها ذهبت إلى محل هدايا لتبتاع لكِ هدية وتعثرت على قشرة شيء ما وغالباً هي قشرة موزة، لكن من يدري؟
    Zafer. Ve kabuğuna dönmek için acele ediyor. Open Subtitles انتصر، ويعود سريعاً لصدفته.
    kabuğuna kapanmanın sana bir faydası olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أن تراجُعَكَ إلى قوقعتك سيجعلك تشعر بتحسن.
    Muz kabuğuna basıp sakat belinin üstüne düşsen eminim belin düzelirdi. Open Subtitles الاستماع، مع حظك، إذا كنت انزلقت على قشر الموز... مع عنقك من المفصل، الخريف سوف تصويب ذلك.
    Herkes kabuğuna saklansın! Open Subtitles ليختبئ الجميع بداخل أصدافهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more