Dindar olduğunu kabul etmek istemiyor ama yanında bir Meryem Ana heykeli taşıyor. | Open Subtitles | لا يريد الاعتراف بأنه متدين لكنه يحمل معه تمثالاً للعذراء مريم |
Hiç kimse bunun rezil bir olay olduğunu kabul etmek istemiyor. | Open Subtitles | لا أحد في الكونغرس يريد الاعتراف بأنّه خطأ فادح |
Kimse Sandy'nin burnumuzun dibinde casusluk yaptığı olasılığını kabul etmek istemiyor... | Open Subtitles | لا أحد يريد الاعتراف باحتمالية أنّه كان يتجسس تحت أنوفنا... |
Bir hata yaptı ve bunu kabul etmek istemiyor. | Open Subtitles | كل ما بالأمر أنه قد اقترف خطأً و هو لا يريد أن يعترف به |
Benim düşüncem bilimin nasıl yapıldığını unutmuş ve bunu kabul etmek istemiyor. | Open Subtitles | ما اظنه هو انه قد نسي كيف يتم أداء العلم و لا يريد أن يعترف بذلك |