"kabul etmeyecektir" - Translation from Turkish to Arabic

    • لن يقبل
        
    • لن يوافق
        
    • لن تعترف
        
    • لن تقبل
        
    • لا وجود لحالة
        
    • إنَّه لا وجود
        
    • ستشجع
        
    Halkımız hiçbir zaman bu kızın oğlunu kral olarak kabul etmeyecektir. Open Subtitles لن يقبل الشعب أبدًا ابن هذه الفتاة ملكًا عليهم
    Kelowna eşit temsil edilmekten daha azını kabul etmeyecektir. Open Subtitles كيلوانا لن يقبل أي شيء أقل من التمثيل المساوي.
    Hapishane müdürü tüm bu isteklerimi kabul etmeyecektir. Open Subtitles المأمور لن يوافق أبدا على الأشياء التى طلبتها
    Şundan çok eminim, babam seni asla kabul etmeyecektir. Open Subtitles و متأكد تماماً أن أبي لن يوافق أبداً عليك.
    kabul etmeyecektir ama başı büyük belada. Open Subtitles إنها لن تعترف بذلك، ولكنها في مشكلة كبيرة
    Çin Hükümeti ikinci düzeyde bir konumu kabul etmeyecektir. Open Subtitles الحكومة الصينية لن تقبل بمنصب ثانوي بلطف
    Ne olursa olsun, mahkeme bunu kabul etmeyecektir. - Ötanazi Hindistan'da yasal değil. - Sana söylenen şeyi yap, Devyani! Open Subtitles ...كما إنَّه لا وجود لحالة مماثلة في الهند - نفِّذي ما طلبته منك -
    Bence bunu kabul etmeyecektir. Open Subtitles لا أعتقد انها ستشجع هذا
    Kirsten'in söyledikleri göz önüne alındığında hiçbir yargıç Pram ve Dybbøl'e karşı olan davayı kabul etmeyecektir. Open Subtitles لن يقبل به أي قاضي كي يرفع قضية على برام ودوبل
    Çocuğa işini geri vermiş olabilirsin. Ama o, bu iyiliği kabul etmeyecektir. Open Subtitles لو أعدت الفتى لوظيفته لن يقبل معروفك
    Ve halk eğer bıçağı Brutus tutmuyorsa tiranın ölümünü kabul etmeyecektir. Open Subtitles الشعب لن يقبل بموت الطاغية إلا إذا كان علي يد (بروتس)
    Onu biliyorsun. Sürgünü asla kabul etmeyecektir. Open Subtitles أنت تعرفه تعلم أنه لن يقبل المنفي
    Korkarım ki Kral, ölüm kasesi cezasını kabul etmeyecektir. Open Subtitles ! أخشى أن الملك لن يوافق على وعاء الموت
    Sizinle görüşmeyi bile kabul etmeyecektir. Open Subtitles لن يوافق على لقاء حتى
    Bu konuda ben de çok şikayet aldım... ancak şirket hata yaptığını kabul etmeyecektir. Open Subtitles أنظر، لدي العديد من الشكاوي لكن الشركة لن تعترف أنها إرتكبت خطأً
    Kasaba buradan o şekilde gitmenden sonra senin tekrar şerif olmanı asla kabul etmeyecektir. Open Subtitles . المدينة لن تقبل ابداً عودتك كـ عمدة . ليس بطريقة رحيلك
    Ne olursa olsun, mahkeme bunu kabul etmeyecektir. - Ötanazi Hindistan'da yasal değil. - Sana söylenen şeyi yap, Devyani! Open Subtitles ...كما إنَّه لا وجود لحالة مماثلة في الهند - نفِّذي ما طلبته منك -
    Bence bunu kabul etmeyecektir. Open Subtitles لا أعتقد انها ستشجع هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more