"kabul etmezdim" - Translation from Turkish to Arabic

    • لأوافق على
        
    • كنت سأرفض
        
    • سأوافق
        
    • يمكنني السماح بذلك
        
    • كنتُ لأوافق
        
    • أكن لأقبل
        
    Bunun olacağını bilseydim bir aylık ateşkesi kabul etmezdim. Open Subtitles لو أنّني علمتُ بأنّ هذا سيحدث فما كنتُ لأوافق على تلك الهدنة التي دامت شهرًا
    Başka bir şansım olsaydı şartlarını asla kabul etmezdim. Open Subtitles أكان لي خيار في الأمر، لم أكن لأوافق على شروطه أبداً. لقد هددك.
    Ben de böyle tırsık biri olduğunu bilseydim, kabul etmezdim. Open Subtitles حسناً لو عرفت أنت ستتحول إلى جبان أصيل كنت سأرفض
    Ama bu dünyada o kadar zaman tek başına dolaşmanın ne demek olduğunu bilseydim kabul etmezdim. Open Subtitles لكنني عرفت ما يعنيه أن تجول في هذا العالم وحيداً لفترة طويلة كنت سأرفض
    Sana güvenmeseydim seninle kalmayı kabul etmezdim. Open Subtitles إذا لم اكن أئتمنك ما كنت سأوافق على العيش معك
    - Eğer anne olabilecek kapasiteye sahip olsaydım, sana yardım etmeyi asla kabul etmezdim demek. Open Subtitles هذا يعني إن كنت مؤهلة للأمومة ما كنت سأوافق على مساعدتك
    Hızlıca kafasını havaya uçuracağım birisi bana bunu yapacağımı söyleseydi bende kabul etmezdim. Open Subtitles إذاً، إذا لم أفجر رأسها، أعني وبسرعة فيكون هناك أحد سيفعل نفس .شيء ليّ وأنا لا يمكنني السماح بذلك
    Sana yardım ettiğini, seni kurtardığını söyledi. Ne yapacağını bilseydim asla kabul etmezdim. Open Subtitles أخبرني بأنّه يساعدكَ وأنّه ينقذك ما كنتُ لأوافق لو كنتُ أعرف ما سيفعله
    Eskiden olsa kalmanı ister hayır cevabını da kabul etmezdim. Open Subtitles أجل، فيما مضى، كنت سأرغب بأن أطلب منك البقاء. ولم أكن لأقبل الرفض كإجابة.
    Eğer hazır olmasaydım bunu kabul etmezdim. Open Subtitles لم أكن لأوافق على هذا لو لم أكن مستعدة
    Bugün gelmeyi kabul etmezdim. Open Subtitles لم أكن لأوافق على الحضور اليوم
    Dürüst olmak gerekirse, kocam şehir dışında olmasa siz Sarah'nın favori öğretmeni olmasanız ve kocamın favori öğretmeni olmasanız bunu kabul etmezdim. Open Subtitles صراحاً ، لم أكن لأوافق على هذا ، ماعدا أنّ زوجي خارج المدينة ، وأنتِ مُعلمة (سارا) المُفضلة و معلمة زوجي المُفضلة
    Ord, orada olduğunu bilseydim bu işi kabul etmezdim. Open Subtitles ‫أورد! لو عرفت أنك طرف في هذا ‫كنت سأرفض العمل
    4 Temmuz'u vermeyi asla kabul etmezdim bir kere. Open Subtitles تعلم، لم أكن أبدا سأوافق على التخلي عن الـ4 من يوليو،
    Tabi asla kabul etmezdim. Open Subtitles لم أكن سأوافق بالطبع
    Hızlıca kafasını havaya uçuracağım birisi bana bunu yapacağımı söyleseydi bende kabul etmezdim. Open Subtitles إذاً، إذا لم أفجر رأسها، أعني وبسرعة فيكون هناك أحد سيفعل نفس شيء ليّ وأنا لا يمكنني السماح بذلك.
    Ama bilmelisiniz ki, eğer eserlerinize hayran olmasaydım, bu toplantıyı kabul etmezdim. Open Subtitles لكن يجب أن تعلما أنني لم أكن لأقبل بهذا الإجتماع لو لم أكن أحب عملكما
    Sana saldıracaklarından haberim olsaydı buluşmayı asla kabul etmezdim. Open Subtitles لم أكن لأقبل لأن نتقابل إذا ظننت أن هناك قتلي متخفّيين سوف يحاولون ويهاجموك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more