Dondurulmayı kabul ettiğinde, sen de onu birdenbire bırakmıştın. | Open Subtitles | أتعلم , عندما وافقت على تجميدك لقد تركته فجأةً |
O çocuğu almayı kabul ettiğinde bunu sesinde duydum. | Open Subtitles | نحن سمعتها بصوتك عندما وافقت على أخذ تلك الطفلة |
Bizi görmeyi kabul ettiğinde bir şey dedi mi? Evet. Birer birer görüşmek istiyormuş. | Open Subtitles | إفتح البوابه هل قالت أي شيء عندما وافقت على رؤيتنا؟ |
Atlantis'e katılma teklifini kabul ettiğinde, birşeyin parçası oldun. | Open Subtitles | عندما قبلت العرض للانضمام لأتلانتس أصبحت جزء من شيء |
Miami'deki işi kabul ettiğinde sen beni terk ettin. | Open Subtitles | انت تركتني عندما قبلت بذلك العمل في ميامي |
Annem Hz.İsa'nın doğumu gösterisi için yönetmen olmayı kabul ettiğinde işler daha da kötüleşti ve Claire'ye Bakire Meryem rolünü verdi. | Open Subtitles | "وازداد الأمر سوءاً عندما وافقت أمّي على إخراج مسرحيّة المولد لموكب عيد الميلاد" "وأسندت دور (مريم العذراء) لـ(كلير)" |
Gabrielle Solis Victor Lang ile evlenmeyi kabul ettiğinde | Open Subtitles | (عندما وافقت (جابرييل سوليس ... (بالزواج من (فيكتور لانغ |
- Ama ilk teklif ettiklerini kabul ettiğinde, onları, sonraki davalardan kurtarmış oluyorsun. | Open Subtitles | لكن عندما قبلت بما عرضوه لك استثنيت من ذلك أي جزائات أخرى |
Anlaşması kabul ettiğinde suratının aldığı hali gözlerimle gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت وجهه عندما قبلت بهذه الصفقة |