"kabullenmeyi" - Translation from Turkish to Arabic

    • قبول
        
    • تقبّل
        
    Duygularım körelmişti. Kendimde değildim. Ve sen bunu kabullenmeyi reddediyorsun. Open Subtitles مُخمد المشاعر، ولم أكُن على طبيعتي وأنتِ رفضتِ قبول ذلك
    Biz onların bu zorlukları kabullenmeyi bırakıp, karşısında durmalarını istiyoruz. Open Subtitles نريد لهم التوقف عن قبول هذه الأعباء لنواجههم
    Başkaları ne düşünürse, düşünsün Glee kendini olduğun gibi kabullenmeyi öğrenmek demektir. Open Subtitles " GLEE" هو عن قبول نفسك كما هي لا يهم مايعتقده الاخرون
    Ama çoğumuz ölümü kabullenmeyi, onun için plan yapmayı ve hayatımızdaki önemli kişilerle onu tartışmayı istemeyiz. TED لكن معظمنا لا يريدُ تقبّل الموت، لا نرغبُ في التخطيط له، ولا نريد نقاش الموت مع أهم الأشخاص في حياتنا.
    Öldüler çünkü bazı insanlar durumun gerçekliğini kabullenmeyi reddediyorlar. Open Subtitles لقد لقوا حتفهم لأنّ بعض الناس ترفض تقبّل حقيقة الموقف
    Onun ölümündeki payını suçluluk hissetmeden kabullenmeyi öğrenmen gerek. Open Subtitles ولكن يجب أن تتعلمي قبول دورك في موته، دون أن تشعري بالذنب.
    Bunu kabullenmeyi reddediyorum. Sende de aile diye bir kavram olsaydı sen de aynısını yapardın. Open Subtitles أرفضُ قبول ذلك، وسترفضه أيضًا إن كنت تعتنق أيّ مفهوم عائليّ
    Bu rahiplere göre körü körüne cevap aramak aşılması gereken bir ahlaki bozukluk ve varoluşun gizemlerini kabullenmeyi öğrenmekse aydınlanmaya giden gerçek yoldu. TED بالنسبة لهؤلاء الرهبان، كان السعي الأعمى وراء الإجابات خطيئة يجب التخلص منها، وتعلم قبول أسرار الوجود كان الطريق الصحيح للتنوير.
    Bu tamamen saçmalıktı. Ben de cezamı kabullenmeyi reddettim. TED كل هذا كان هراء ، ورفضت قبول هذا العقاب .
    Neler olup bittiğini görmeyi reddettim. Gerçekleri kabullenmeyi reddettim. Open Subtitles لقد رفضت رؤية ما يجري رفضت قبول الحقيقة
    Ne olursa olsun kabullenmeyi öğrenecek. Seni seviyor. Open Subtitles ستتعلّم قبول أيّما يحدث ستحبّك
    Onu sen inşa ettin ama yarattığın şeyi kabullenmeyi reddediyorsun. Open Subtitles انت بنيـّتها لكن ترفض قبول ما صنعته
    Bunu kabullenmeyi reddediyorum. Open Subtitles أرفض قبول هذا.
    Birbirimizi kabullenmeyi birbirimize öğrettiğimiz, kim olduğumuzla bir sorunumuzun olmadığı bir dünya kurmakta asıl sorun. Çünkü dürüstleştiğimizde, görüyoruz ki hepimiz mücadele ediyoruz ve hepimiz acı çekiyoruz. TED بل في بناء عالم نتعلّم فيه تقبّل أنفسنا، حيث نكون متفاهمين مع ذواتنا، لأنّنا عندما نصبح صادقين، سوف نرى أنّ علينا جميعا الاجتهاد و الكفاح.
    Nasıl biri olduğumu kabullenmeyi. Open Subtitles كيفيّة تقبّل طبيعتي.
    Sheldon, asıl konu, Wil'in o dönemi kabullenmeyi öğrenip daha iyi ve büyük şeylerle hayatına devam etmesi. Open Subtitles شيلدون)، المقصد هو ان ويل تقبّل هذا الجزء) من حياته وإنتقل إلى أشياء أكبر وأفضل
    Hayır, bu önermeyi kabullenmeyi reddediyorum. Open Subtitles -كلا، أرفض تقبّل ذلك الأمر .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more