| Siyah kabzalı gümüş renkli bir silahtı pantolonunun içine sokmuştu. | Open Subtitles | تخيلت ان معة مسدس فضى بمقبض اسود معلق فى بنطالة |
| Pantolonunun arkasına soktuğu siyah kabzalı, gümüş renkli bir silah taşıyordu. | Open Subtitles | لقد كان معة مسدس فضى بمقبض اسود معلق فى بنطالة |
| Ayrıca elinde siyah kabzalı bir bıçak varmış. 22. sıra. | Open Subtitles | وكان يحمل سكينة بمقبض أبيض سطر 22 |
| Oymalı inci kabzalı kelepçeli iki tabanca. | Open Subtitles | زوج من المسدسات المتطابقة بيد مرصعة باللؤلؤ |
| Sedef kabzalı tabancalarınızı duymuşlar. | Open Subtitles | أنهم متشوقون لرؤية مسدساتك ذات المقابض اللؤلوئية |
| - Ama belki de taşıdığı pantolonuna sıkıştırdığı siyah kabzalı gümüş renkli bir silahtı. | Open Subtitles | مسدس فضى بمقبض اسود فى بنطالة |
| Nadir bir silah. Mateba, model 6. Özel yapım ahşap kabzalı. | Open Subtitles | ماتيبا موديل ٦، بمقبض خشبي. |
| 24 ayar altın kakmalı. Kabartmalı fildişi kabzalı. | Open Subtitles | مرصعة بـ 24 قيراط من الذهب، والمقابض مصنوعة من العاج. |
| Sedef kabzalı tabancalarınızı duymuşlar. | Open Subtitles | أنهم متشوقون لرؤية مسدساتك ذات المقابض اللؤلوئية أنهم من العاج .... |