Zamanının başyapıtlarını kopyaladı. Fakat kadın olduğu için onları imzalayamadı. | Open Subtitles | لقد نسخت تحف زمانها ولكنها لم تستطع توقيعهم لأنها امرأة |
kadın olduğu için istirmar edilmemesi gerektiğini öğrendim. | TED | علمت أنها لم تكن مضطرة ليساء لها لأنها امرأة. |
Fakat bir işe başvurdu, işe alınmadı ve siyahi bir kadın olduğu için işe alınmadığını düşündü. | TED | ولكنها قدمت طلبًا للحصول على عمل، إلا أنه لم يتم توظيفها، واعتقدت أنه لم يتم توظيفها لأنها امرأة سوداء. |
Ama emin olamadığım bir bölüm var. Sadece kadın olduğu için değil ki kuşkusuz öyle Jodi bulduğu endüstriyel malzemelerle sanat yapıyor. | Open Subtitles | هناك الجزء الذي لست واثقة منه ليس أنها امرأة إنها دون أدنى إنكار كذلك |
Sadece kadın olduğu için söylemiyorum, ki kuşkusuz öyle Jodi hiçbir kadın veya erkeğin düşünemediği bir şekilde endüstriyel atıklarla sanat yapabilen biri. | Open Subtitles | ليس أنها امرأة وهو أمر يصعب إنكاره " جودي " صنعت الفن بأدوات مصنعة |
Böylece herşeyim olacak, Jerry ile beraber olmuş olacağım ama kadın olduğu için onunla seks yapabilecek miyim? | Open Subtitles | أني سأحظى بكل ما يجمعني بـ جيري ولكن لأنها امرأة يمكن أن أعاشرها؟ |
Bu tür erkekler kadın olduğu için onu tehdit olarak görmezler. | Open Subtitles | رجال مثل هؤلاء ربما لن يروها كتهديد لأنها امرأة |
Sadece bir kadın olduğu için endişeli değilsin değil mi? | Open Subtitles | قلق أكثر على " هيستنقس " لأنها امرأة ؟ |