"kadar değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس بقدر
        
    • ليس قبل
        
    • ليس حتى
        
    • ليس كل
        
    • ليس مثل
        
    • ليس لدرجة
        
    • لا يكفي
        
    • ليس أكثر
        
    • ليس بالقدر
        
    • ليس بما فيه الكفاية
        
    • ليس بمقدار
        
    • ليس كافياً
        
    • ليس إلى
        
    • ليس بقدرك
        
    • ليس كفاية
        
    Benim kadar değil. Hoş olmayan gitar suratını yeni bir seviyeye taşıdım. Open Subtitles اوه, ليس بقدر شرّي, لقد اخذت وجه القيتار الشرير الى مرحلة جديدة.
    Ama benim kadar değil. Bu işle dalga geçme. Her şeye hazır olmalısın. Open Subtitles لكن ليس بقدر يدي لا تعبث بهذه الأشياء عليك التحسب لكل شيء
    Katılıyorum ama bunları onun evine, tekrar koyana kadar değil. Open Subtitles أُوافقكِ ، لكن ليس قبل ان نرجع هذه إلى منزلها
    Bunu görene kadar değil. İki yüzlü alçak. Open Subtitles ليس حتى سمعت هذا اليوم هذا الفوز الرخيص وما شابهه
    Hepsi bu kadar değil. Kayıtlı mahkumlar işi sabote ettiler. Open Subtitles وهذا ليس كل شيء فالسجناء الجنود يخربون العمل
    - Birçok insan hastaneleri sevmez. - Ames kadar değil. Open Subtitles العديد من الناس تكرة المستشفيات ليس مثل ايمز
    Tabii şu pilicin beni delirttiği kadar değil. Open Subtitles ولكن ليس بقدر الجنون الذى تسببه لى هذه الفتاة هناك
    Biz sadece yaptığımız gibi rağmen muhtemelen kadar değil. Open Subtitles على الرغم من أننا ربما ليس بقدر ما فعلنا للتو
    Hayatına çok değer veriyorum, ama dünyadaki yaşama verdiğim kadar değil. Open Subtitles أضع قيمة كبيرة على حياتك ولكن ليس بقدر ما كنت مكان على الحياة في العالم.
    Ona ne olduğunu ya da kimin yüzünden olduğunu öğreninceye kadar değil. Open Subtitles ليس قبل أن أكتشف مالذي حدث له ومن هو المسؤول
    - En azından yarına kadar değil sabah ki baskıya kadar. Open Subtitles حسناً على الأقل ، ليس قبل يوم غد عندما تخرج نسخة الصباح غداً
    Tamam, senden uçuşu iptal ettirmeni isteyeceğim ama ben oraya gidene kadar değil. Open Subtitles أريدكم أن تمنعوا طائرته ولكن ليس قبل أن أصل إلى هناك
    Parayı ödeyene kadar, değil. Open Subtitles ليس حتى تدفعى الغرامة حتى ذلك الحين هى ليست سيارتك
    Yani, sorununuz ölünceye kadar değil, demektir. Open Subtitles انا اعني , ليس حتى يقوموا بحل مشكلتك يعني انك
    Hepsi bu kadar değil. İstanbul'da 1000 cami vardır. Open Subtitles و هذا ليس كل شئ إسطنبول مدينة الألف مسجدِ
    Ayakkabı işi kadar değil ama yine de epey ilginç bir alan. Open Subtitles إنها ليس مثل تجارة الأحذية لكنه ميدان جدّ ممتع
    Şu an bile senden hoşlanıyorum ancak... ..böyle kullanılmaya değecek kadar değil. Open Subtitles حتى الأن، أنا أحبكِ لكن.. ليس لدرجة أن تقومي بإستغلالي بهذا الشكل.
    Kemiklerinin kırılmasına engel olacak kadar değil, ama bu konuda endişeleniyor gibi görünmüyorsunuz. Open Subtitles , لا يكفي هذا لابقاء عظامها قوية لكن يبدو أنك لا تهتم بهذا
    Senin hakkındaki 2.5 cm kalınlığında olan dosyası kadar değil. Open Subtitles ليس أكثر إثارة من الملف الغليظ الذي كان يمتلكهُ بخصوصكَ.
    Ama aslında onarır, sadece yeteri kadar değil. TED لكنه في الواقع يمكنه ذلك، لكنه فقط ليس بالقدر الكافي.
    Her lafınızdan nefret ediyorum, ama sizi öldürecek kadar değil. Open Subtitles أكره كل ما تقوله لكن ليس بما فيه الكفاية لأن اقتلك من اجله
    Ben çok içeceğim, ama sarhoş olacak kadar değil. Open Subtitles سأحظى بالكثير من الشراب , ولكن ليس بمقدار أن يصبح صعب المِراس.
    Yani, şu Kahin gemisiyle tekrar kafa kafaya çarpışacak kadar değil. Open Subtitles إذا ليس كافياً للمواجة وجهاً لوجه مع تلك سفنية العرًافين مجدداً
    Yüzünde sinekler uçuşacak kadar değil tabii ki sadece biraz daha normal. Open Subtitles ليس إلى درجة أن نكون جائعين وبـ ذباب فوق وجوهنا عاديين أكثر قليلاً
    Siz belki kadar değil, belki farklı bir şekilde. Open Subtitles , ربما ليس بقدرك , ربما بطريقة مختلفة
    Kesinlikle istediği her ne ise vazgeçmesine yetecek kadar değil. Open Subtitles بالتأكيد ليس كفاية لمنعه من فعل ما كان يريده

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more