Beni tehdit ettiği bilgisayar hâlâ onun elinde olduğu sürece içinde bulunduğumuz tehlike kadar gerçek. | Open Subtitles | الحاسوب الذي هددتني به حقيقي كما هي أحقية الخطر الذي نكابده طالما لا يزال هناك |
Birileri bunu önemseyene kadar gerçek delil olmadıklarını anlamışsınızdır. | Open Subtitles | تُدركين أنها ليست أدلة حقيقية حتى يهتم بها أحد ما |
Korona, elektrik hattının kendisi kadar gerçek | Open Subtitles | الهالة حقيقية مثل خطوط الكهرباء أنفسهم، لكنها جزءاً من عالم |
"Çekicilik, bakanı aldatabilecek kadar gerçek bir yanılsama, büyünün en eski çeşitlerinden biridir." | Open Subtitles | البهجة.. مُطلق البهجة هذا وهم حقيقي جداً بالنسبة لمشاهد أحمق |
Yalnızca göründüğü kadar gerçek değil. | Open Subtitles | ولكنه ليس حقيقيا كما يبدو.. |
Güçleri onları takip edenlerin inançları ve kararlılıkları kadar gerçek. | Open Subtitles | القوة حقيقية كما هي قوة الاعتقاد لدى كل الأتباع |
İnsanlar senin güçlü noktan değil Bones, ve ayrıca, Sean önüne ne kadar gerçek sunduğunla da ilgilenmeyeek. | Open Subtitles | و إضافة إلى هذا فإنه لن يهتم بكمية الحقائق التي سوف تواجهينه بها |
Bu düş bana, şu anki uyanışım kadar gerçek geliyor. | Open Subtitles | الحلم هو حقيقي الآن تماماً مثل حياتي اليقظة |
Çok fazla tuvalet kâğıdı kullanınca bana verdiği fiş kadar gerçek. | Open Subtitles | نعم، وقال انه هو حقيقي كما الغرامة أحصل عندما استخدم ورق التواليت الكثير. |
Senden tek istediğim, aklında yeni bir şeye yer açman... bir tane sıra dışı kavramı kabul etmen... diğer bilinç hallerimizin de ayık bilinç kadar gerçek olduğunu ve... bu gerçekliğin dışa vurulabileceğini kabul etmen! | Open Subtitles | أنا أطلب منك فقط أن تقومي بخطوة صغيرة للأمام معي لقبول مفهوم واحد غير تقليدي فقط . وأن الوعي الأخر الذي نملكه هو حقيقي كما حالة الوعي التي لدينا الأن |
Gerçekten çok kötü rüyalar görüyorum ve bu rüyalar o kadar gerçek gibi ki sanırım delirmek üzereyim. | Open Subtitles | لقد كانت أحلام سيئة بحق وأنها حقيقية حتى اعتقدت أنني سأجن |
Lisansını kaybedene kadar gerçek bir tıp doktoru. | Open Subtitles | طبيب حقيقي مع شهادة حقيقية حتى فقد رخصته |
Bu durum benim için bu sandalye kadar gerçek. | Open Subtitles | هذهالحالة.. بالنسبة ليّ، أنها حقيقية مثل هذا الكرسي. |
Yada yer ve gök yüzü kadar gerçek mi? | Open Subtitles | أم حقيقية مثل السماء والأرض؟ |
O kadar gerçek ki. Ama değil. | Open Subtitles | إنه حقيقي جداً حسناً إنه ليس كذلك |
Yalnızca göründüğü kadar gerçek değil. | Open Subtitles | ولكنه ليس حقيقيا كما يبدو.. |
Bence istediğin kadar gerçek pizza yiyebilirsin. | Open Subtitles | أعتقد إنه يمكنك أكل بيتزا حقيقية كما تشاء |
Peki savunmanın cevap bile veremediği o kadar gerçek ne olacak? | Open Subtitles | وماذا عن تلك الحقائق التي قام الدفاع بتجاهلها ولم يناقشونها؟ |
Bilmeliyim. Bu ne kadar gerçek? California olmadan kazanabilir miyiz? | Open Subtitles | أحتاج لمعرفة كم هو حقيقي هل نستطيع أن نفوز بدو كاليفورنيا |
Muhammad'in dediğine göre, o sizinle her zaman her yerde dövüşebilirmiş... ve sorunlar bitene kadar gerçek şampiyonun hala kendisi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | محمد" يقول أنه يود أن يخوض معك المباراة" ...فى أىّ مكان و زمان ، و أن البطولة له هو إلى حين نتيجة تلك المباراة |
Ve ne kadar gerçek olursa, o kadar çaresizce isterler. | Open Subtitles | ، الحقيقة الواضحة آتية اليـأس هو مـا يسعون إليه |
O denizaltı bizi balık gibi avlarsa yeteri kadar gerçek olacaktır. | Open Subtitles | إنه حقيقى بما فيه الكفايه إذا ما عرضت هذه الغواصه طوربيدات علينا |
Kanları yeteri kadar gerçek. | Open Subtitles | يبدو دمّهم حقيقي الى حد كبير |
Her biri farklı ekstra boyutlara karşılık farklı şekillere sahip pek çok evren olduğu düşünülürse, her bir şekil diğerleri kadar gerçek. | TED | الكل حقيقي مثل كل الآخرين بمعنى ان هناك اكوان كثيرة كل منها له شكل للأبعاد الاضافية |
Rüyalarım bazen o kadar gerçek ki. | Open Subtitles | أحلامي حقيقية جداً أحياناً |