"kadar küçük" - Translation from Turkish to Arabic

    • صغير جداً
        
    • بهذا الصغر
        
    • صغيرة جدا
        
    • صغير جدا
        
    • صغيرة جداً
        
    • أصغر من أن
        
    • الحجم الصغير
        
    • صغيرا جدا
        
    • صغر
        
    • صغير بما
        
    • صغير كهذا
        
    • صغيراً جداً
        
    • صغيرة جدًا
        
    • صغيرة للغاية
        
    • صغيرة مثل
        
    Hepimizin bildiği hikâyeye göre, şu anda gördüğümüz muazzam evren bir zamanlar çok küçüktü, hayal edemeyeceğimiz kadar küçük. Open Subtitles كما تقول القصة التقليدية, الكون الواسع الذى نراه اليوم كان صغير جداً,
    Bu havada dışarıya çıkarılmayacak kadar küçük. Open Subtitles إنه صغير جداً أن يُترك في مثل هذا الجو إنه لأبنتي
    Hayalini mahvetmek istemem ama, eğer evler bu kadar küçük yapılırsa, Open Subtitles أنا أكره أن اثقب فقاعتك ولكنك اذا بنيت البيوت بهذا الصغر
    Önce, bu kadar küçük şeylerin nasıl hareket ettirileceğini bulmalıyız. TED حسنا، أولا نحن بحاجة إلى معرفة كيفية جعلها تتحرك كونها صغيرة جدا.
    Akımı atlatamayacak kadar küçük olan tavşan, taşlar ve kütükler üzerinden hızlıca zıplayarak dördüncü oldu. TED الأرنب، صغير جدا لمحاربة التيار، قفز برشاقة عبر الحجارة وجذوع الأشجار ليحتل المركز الرابع.
    Buna karışamayacak kadar küçük. Lütfen! Onun için çok tehlikeli. Open Subtitles هي صغيرة جداً لأنْ تَكُونُ متورطه في هذا , رجاءً.
    Her neyse, çorba kasesi neden bu kadar küçük? Open Subtitles على أي حال . لماذا الحساء مزبد ؟ صغير جداً ؟
    O kadar küçük ve sevimlisin ki seni sarmalayıp, hindi gibi doldurmak istiyor. Open Subtitles بالأحرى، صغير جداً ولطيف لدرجة أنها تريد توثيقك وحشوك كديك رومي
    O kadar küçük bir çocuğun suyun orada öylece tek başına durması oldukça tuhaftı. Open Subtitles هناك أمر غريب يخص طفل صغير جداً ،هناك لوحده بكل هذه المياه
    Ancak hepsi bu kadar küçük değildi. TED ولكن بالطبع لم يكونوا جميعا بهذا الصغر.
    Bu kadar küçük bir mantarın bu kadar büyük bir hanımı yere sereceğini düşünemezsiniz. Open Subtitles ما كنت تظن ان سدادة بهذا الصغر يمكن ان توقع امرأة بهذه الضخامة
    Bu kadar küçük bir okul daha önce şampiyonluk kazanmadı. Open Subtitles لم يسبق لمدرسة بهذا الصغر أن تواجدت في النهائيات
    Küçük bir odaya kadar getirildim, o kadar küçük ki, kollarımı uzatarak her iki duvara da dokunabiliyordum. TED قاموا بقيادتي نحو غرفة صغيرة جدا، كانت صغيرة جدا لدرجة أنه يمكنني لمس الجدران عند مدّ ذراعيّ.
    Savaş gemisi olamayacak kadar küçük. Open Subtitles تبدو صغيرة جدا لتكون سفينة تابعة للبحرية.
    Ah, teknem görülemeyecek kadar küçük. Ve buraya kabuk toplamaya hep gelirim. Open Subtitles مركبى صغير جدا لكى يلاحظ و أجئ فى أغلب الأحيان هنا للحصول على المحار
    Ahbap, bu kasaba o kadar küçük ki parantez içine almışlar. Open Subtitles يا صـاح، هذه البـلـدة صغيرة جداً حـتـى أنّها وضعت بيـن قـوسيـن
    Resifler milyonlarca yıl boyunca canlanıp büyüdü ve çok sayıda süngere, yeşil alge ve görülemeyecek kadar küçük hayvanlara ev sahipliği yaptı. Open Subtitles إزدهر الحيد المرجاني و نمى لملايين السنوات و كان موطناً لمجاميع من الإسفنج و الطحالب الخضراء و حيوانات أصغر من أن تُرى.
    Güzel, ama cadılığa bu kadar küçük bir süpürgeyle başlayamazsın. Open Subtitles اليس كذلك؟ انها كذلك. لكن لا تستطيعين البدء بالسحر وانت تمتطين مكنسة بهذا الحجم الصغير.
    O şişkoyla ilk tanıştığımda o kadar küçük bir ofisi vardı ki aklını dağıtmak için odadan çıkmak durumunda kalıyordun. Open Subtitles عندما إلتقية الرجل البدين لأول مرة كان يملك مكتبا صغيرا جدا.. لدرجة أن يتوجّب عليك أن تغادره لتتمكن من تغيير تفكيرك
    Ama eminim ki atomların ne kadar küçük olduğunu düşünmemişsindir. TED ولكن أراهن أنكم لم تفكروا قط في مدى صغر الذرة.
    Ancak şu anda dikkatini çekirgeden yuvasına taşıyabileceği kadar küçük bir parça koparmaya odaklamış. Open Subtitles لكنه الآن يصرف إنتباهه , جندب لكي يلفت انتباهه صغير بما فيه الكفاية لإعادته الى البيت.
    Bu kadar küçük bir ölçekte detay görmek zor ama ölüm nedeni konusunda seninle hemfikirim. Open Subtitles حسناً، من الصعب رؤية التفاصيل في سلم صغير كهذا لكنني أتفق معك في سبب الوفاة
    Lanet CD'nin üzerinde zorlukla okunabilecek kadar küçük adımı. Ve bu nerde olur? Open Subtitles أن أرى اسمي صغيراً جداً على الغلاف بحيث تصعب قراءته.
    İnanması güç de olsa bunlar dünyada sayısı en fazla omurgalılar ve pek çoğu o kadar küçük ki bir düzinesi bu tüpün içine sığabilir. TED صدقوا أو لا تصدقوا، هذه هي الفقريات الأكثر تواجدًا على الأرض لأن العديد منها صغيرة جدًا لدرجة أن هذا الأنبوب يمكن أن يسع دستة منها.
    Şunu da bil, fizik alanında o kadar küçük parçacıklarla çalışıyoruz ki locus coeruleus ile şişko diye dalga geçiyorlar. Open Subtitles نعمل مع جزيئات صغيرة للغاية لدرجة انها تصنع نكاتا عن السمنة من اللوزة الدماغية
    Bu kadar küçük bir yerde cep telefonu kullananlar hakkında birçok şikayet aldık. Open Subtitles الكثير من الزوار اِشْتَكًو من الهاتف النقال في مساحة صغيرة مثل هذه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more