Bu kadar kısa zamanda 45 kiloyu bu şekilde vermiş. | Open Subtitles | هكذا خسرت 100 باوند في وقت قصير دليل على قوة الإرادة |
Şey, tanıdığım, tahliye emri verebilirmiş ama bu kadar kısa zamanda o kadar çok insanı oradan hayatta tahliye edemez. | Open Subtitles | نعم، يمكن لوسيطي أن يُطلق دعوة لعملية الإخلاء لكن يصعب إخلاء هذا الكم الهائل من الناس في وقت قصير |
Bu kadar kısa zamanda elimizden gelen bu. | Open Subtitles | إنه أفضل ما أمكننا أن نفعله في فترة قصيرة أفهمتي؟ |
Bu kadar kısa zamanda bizi kabul ettiğiniz için tekrar teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً مجدداً لرؤيتنا في فترة قصيرة |
Bu kadar kısa zamanda ancak bunları bulabildim. | Open Subtitles | هذا أفضل ما أمكنني فعله بإشعار قصير هكذا |
Bize verdiğiniz bu kadar kısa zamanda nasıl onaylayıp, kontrol edeceğiz öyküyü? | Open Subtitles | من القصة التي تعمل عليها في هذا الوقت الضيق الذي لدينا؟ |
Bu kadar kısa zamanda benimle görüştünüğüz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أقدّر بأنّك تراني على مثل هذه المهلة القصيرة. |
Gerçeklerle ne kadar kısa zamanda yüzleşirsen, o kadar kısa zamanda bundan kurtuluruz. | Open Subtitles | كلما تقبلت الحقائق بشكل أسرع كلما سارت الأمور بشكل أسهل |
Beyin hücreleri bu kadar kısa zamanda böylesine büyük hacimde suyu tüketmeyle başa çıkamaz. | Open Subtitles | خلايا المخ لا تستطيع إحتمال الكميات الكبيرة من المياه المستهلَكة في وقت قصير. |
Bu kadar kısa zamanda bunu yaptığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | مرحباً, أشكرك للغاية لفعل هذا في وقت قصير |
Hiçbir grup bu kadar kısa zamanda bu kadar önemli bir şeyi başaramazdı. | Open Subtitles | أعتقد ... مجموعة واحدة من البشر ليس بمقدورها إنجاز... بهذا القدر فى وقت قصير جداً دون جهد قوى موحّد... |
Bu kadar kısa zamanda beni gördüğünüz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا لمقابلتي في وقت قصير من طلبي لذلك |
Bu kadar kısa zamanda geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لقيامك بهذا في وقت قصير جداً |
Bu kadar kısa zamanda başlayabilmene sevindim. Derek, o zevk bana ait. | Open Subtitles | مسرور أنّك ستبدأ) .في غضون فترة قصيرة كهذه |
Bu kadar kısa zamanda karar verip de buradan Kern'e kadar gidemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الذهاب إلى التخييم او التجديف بإشعار قصير |
Hepinize, bu kadar kısa zamanda geldiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | ونشكركم جميعاً على الحضور، في ذلك الوقت الضيق |
Hepinize, bu kadar kısa zamanda geldiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | ونشكركم جميعاً على الحضور، في ذلك الوقت الضيق |
Bu kadar kısa zamanda gelebildiğin için çok teşekkürler. | Open Subtitles | أشكركِ على المجيء .بمثل هذه المهلة القصيرة |
Bu kadar kısa zamanda geldiğin için sağ ol. | Open Subtitles | آه، أشكركم على حضوركم من قبل في هذه المهلة القصيرة. |
Gerçeklerle ne kadar kısa zamanda yüzleşirsen, o kadar kısa zamanda bundan kurtuluruz. | Open Subtitles | كلما تقبلت الحقائق بشكل أسرع كلما سارت الأمور بشكل أسهل |