"Doktor, uçaklar beni tüm gece uyutmuyor saatler boyu kafamın üstünde çığlık atıp duruyorlar." | Open Subtitles | . دكتورة ، الطائرات تبقينى مستيقظاً طوال الليل . تصرخ فوق رأسى ، ساعة بعد ساعة |
Cenin pozisyonunda, kafamın üstünde beş yastıkla. | Open Subtitles | كنت نائمة بوضع القرفصاء وخمس وسادات فوق رأسى |
kafamın üstünde dursam daha iyi olur belki. | Open Subtitles | من الأفضل لى أن أقف على رأسى |
kafamın üstünde dursam daha iyi olur belki. | Open Subtitles | من الأفضل لى أن أقف على رأسى |
Geçtiğimiz sekiz ay boyunca, bu bantların gizemli içerikleri kafamın üstünde Demokles'in kılıcı gibi asılmışlardı. | TED | خلال الأشهر الثمانية الماضية، محتوى هذه الأشرطة الغامض ظل معلقا كسيف ديموقليس فوق رأسي. |
kafamın üstünde sallandırdığın kılıç çok keskin. | Open Subtitles | السيف الذي تعلقينه فوق رأسي سوف يجرح بعمق |
Biliyorum o yüzden bu kabarık şeyi kafamın üstünde tutuyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ، لِهذا كَانَ هذا الشيئ المنفوشة على رأسي. |
"Bu benim gerçek halim." diye bildirdim, ellerimi kafamın üstünde sallarken. | TED | "في الحقيقة هذا أنا" قلت لهم. رافعة ذراعي فوق رأسي. |
Ayrıca kafamın üstünde de çatım var. | Open Subtitles | ولدي سطح فوق رأسي |
Eski günlerdeki Hill Country'ye dönmüşüm, mahzende saklanıyorum, bu esnada Komançi savaşçıları kafamın üstünde evi arıyorlar, beni bulmak için. | Open Subtitles | "هناك في (هيل كانتري) في أيام الخوالي"، "أختبأ بالأسفل في المخزن الأرضي" "بينما حزب (كومانتش) الحربي يبحث في المنزل فوق رأسي"، |
paramı biriktirmek için 20 km yürüdüm Pydhonie ya kafamın üstünde polyester taşıdım. | Open Subtitles | لتوفير المال مشيت 20 كلم من بيدوني أحمل بالات ضخمة من البوليستر على رأسي |
kafamın üstünde dururum ben o kadar be. | Open Subtitles | أستطيع أن أمضيها واقفاً على رأسي. |