Şey. Babam, şiirler her zaman kafiyeli olmak zorunda değildir der. | Open Subtitles | أبي يقول ان القصائد ليست دائما يجب أن تكون على قافية |
Altı harfli bir kelime 'iaşe' ile kafiyeli. | Open Subtitles | قافية الكلمة لأربع أحرف كلمة بالأضافة الى المزلق |
- Hiç de kafiyeli olmadı. - Olmadığını biliyorum. Şiirin anlamını atlıyorsunuz! | Open Subtitles | ـ القافية مختله جدا فيها ـ أعرف، لكن الأمر متعلق بشيء آخر |
kafiyeli güzel sözleriniz için teşekkür ederim. arabam hazır, ve yola çıkmalıyım. | Open Subtitles | شكراً على القافية عربتى جاهزة ، و يجب المغادرة |
sorusu kozmik bir soru, daha yakın bir soru ile kafiyeli gibi: Neden varım? Neden varsın? | TED | ذلك سؤال كوني، وانه نوع من القوافي مع سؤال أكثر حميمية: لماذا أنا موجود؟ لماذا أنت موجود؟ |
- İçi ve kazanmak için. kafiyeli. - Crystal, dikkatini topla. | Open Subtitles | ــ "فيه لنفوزبه" هذا سجع ــ ركزي يا كريستال |
Melanoma ile kafiyeli olduğu için hatırlaması çok kolay olur gerçi, değil mi? | Open Subtitles | والذي سوف يكون سهلاً جداً تذكره لإنه يتناغم مع سرطان الجلد صحيح ؟ |
Eğlenceliyle kafiyeli, eğer isterseniz, siz de eğlenceli olabilirsiniz. | Open Subtitles | والتي تتناغم بمرح، والذي يمكن أن تكونوا إذا أردتم. |
Bu biraz kafiyeli oldu. Kafiyeyi bilerek vermedim aslında. | Open Subtitles | انه كلام ذو قافية في الحيقة انا لم اقصد ان يكون كذلك |
Biriniz bana "Julie" ile kafiyeli bir şeyler söyleyebilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن لأحدكم أن يقوللي شيئاً على قافية جولي |
Belki de Bob ile kafiyeli bir ritim düşünmeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب أن نفكر في الكلمات التي لها نفس قافية كلمة بوب |
Bana gurur kaynağını gösterecekti. Bana sorarsan oğlanla kafiyeli. | Open Subtitles | ودّ أن يريني بهجته وكبرياءه فقط، هذا على قافية غلام، إن سألتني. |
Bu kadar kafiyeli sözcükleri nasıl buldun? | Open Subtitles | كيف جئت بكل تلك الكلمات التي على نفس القافية |
kafiyeli konuşma derslerimin işe yaradığını görüyorum. | Open Subtitles | حسناً , ارى ان دروس القافية خاصتى تُعطى ثمارها |
Bu bölüm pek kafiyeli değil. Biraz aceleye geldi sadece. | Open Subtitles | هذا المقطع لايتماشى مع القافية لكنه نسخة مبكرة |
kafiyeli konuşuyor ve vasat bir alışveriş merkezinde dükkânı var. | Open Subtitles | انه يتحدث عن طريق القوافي و يملك صفة غريب الاطوار من قائمة الصفات الغريبة |
"Muhteşem" kelimesini çıkartıp yerine "Karışık" kelimesini koymuş. Çok akıllıca. kafiyeli hemde. | Open Subtitles | أزال كلمة "بديع" ووضع مكانها "مندمج"، هذا حاذق جدًّا، فبينهما سجع! |
İsmin kadın vücudunun bir bölümüyle kafiyeli olunca ne beklersin ki? | Open Subtitles | ماذا تتوقع عندما يتناغم اسمك مع جزء من التشريح الأنثوي؟ |
Yağma, ağarmayla kafiyeli. | Open Subtitles | ينهب تتناغم مع الأبله و بالتالي نستدلي إلى |
Neyse ki Rick ile kafiyeli çok hoş kelimeler var. | Open Subtitles | لحسن الحظ العديد من الكلمات على وزن " ريك " |
Evet, kafiyeli. "N'apçan? Döv'cen mi?" | Open Subtitles | نعم, إسمي مقفى, يالها من مسألة مهمة هل تريد أن نتقاتل بشأنها؟ |
Bu kafiyeli değil ki. | Open Subtitles | هذه ليست بقافية |
Tavşan ile nişanın neden kafiyeli olduğunu bilir misin? | Open Subtitles | "أتعرف لما تتماشى القافية في "عادة" مع "أرنب"؟" |
Dur, onları kafiyeli yazmak gerek. | Open Subtitles | لا, أنتظري هذه تحتاج إلى القافيه |
kafiyeli olduğu sürece her şey yolunda gidece. | Open Subtitles | طالما هناك قوافي كل شيء سيكون على مايرام |
"askeri görüş" ile kafiyeli. | Open Subtitles | "يبدأ بحرف "التاء و قافيته كعرض البحار |
kafiyeli çok kelime yoktur, Nuria. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير من الكلمات التي تتفق قافيتها مع .. نوريا |
Hayır. Lakrimal, trapezyum ve pisiformla kafiyeli kelimeler arıyorum. | Open Subtitles | كلا، أنا أبحث عن كلمة تتقفى مع العظم الدمعي، العظم المربعي... |