| Sadece kahve ve bir dilim kızarmış ekmek, teşekkür ederim. | Open Subtitles | ، مجرد قهوة و شرائح الخبر المحمص شكراً لك |
| Evet efendim. Onlara kahve ve içki servisi yaptım. | Open Subtitles | ذلك صحيح، يا سيدي لقد احضرت لهم قهوة و عرقسوس |
| Tüm istediğimiz sadece biraz kahve ve iki parça turta, tamam mı? | Open Subtitles | كل ما نريده بعض من القهوة و قطعتين من الفطائر، أليس جيدا؟ |
| Bu gece çorba var. Sabahları ise kahve ve çörek... | Open Subtitles | الشوربة الليلة، القهوة و الكعك في الصباح |
| Ben çikolatalı ayçöreği istiyorum, Şekerli kahve ve sütlü kahve. | Open Subtitles | انا اريد كرواسون بالشوكولاتة، سكر قليل وقهوة خفيفة. |
| Yer fıstığı yemek, kahve ve gazoz içmek dergi okumak için 150 dolar. | Open Subtitles | مائة وخمسون دولار سنوياً لتجلس في غرفة وتتناول الفستق والقهوة والصودا وتقرأ مجلة. |
| Kahvaltı için patates püresi, kahve ve gözleme isterim. | Open Subtitles | سأتناول كعك بني و قهوة و فطير محلى على الإفطار |
| Beş kahve ve birkaç pizza almak ne kadar sürebilir ki? | Open Subtitles | كم من الوقت يستلزم لنحصل على 5 قهوة و علبتى بيتزا هاه |
| Eğer Ben'in tüm yaşamı Samantha ile beraber kahve ve gazetelerden oluşsaydı ömür büyük bir mutluluk olurdu. | Open Subtitles | إذا كان عمر بن يمكن ,أن يكون قهوة و صحف مع سمانثا الوجود سيكون نعيم |
| Ayrıca kahve ve çörekler için de fiş var. | Open Subtitles | . حسنـــاً, وهناك فاتورة شراء قهوة و كعك |
| kahve ve gazete aldım ama sanırım sorunun can alıcı kısmı ne yapıyorsun kısmı. | Open Subtitles | أحضرت القهوة و الجرائد لكن السؤال الأهم ماذا كنت تفعل أنت؟ |
| kahve ve seker kavanozlarının olduğu dolabı aç. | Open Subtitles | افتحي الخزانة. مع قوارير القهوة و السكر. |
| Biraz daha kahve ve eğer mümkünse sigara istiyorum. | Open Subtitles | .. مزيد من القهوة و انا في الحقيقة اريد بعض السجائر ان كان لديكم ذلك |
| Meyve suyu, kahve ve diğer lezzetli şeyler tepside. | Open Subtitles | يوجد عصير وقهوة وخلافه على الطاولة المتحركة هناك |
| Rozetimi bulduklarında oldukça nazik davrandılar. Bana bir kahve ve bir sandviç verdiler. | Open Subtitles | بمجرد أن عثروا على شارتى أصبحوا فى غاية الأدب أعطونى شطيرة وقهوة |
| İyi. İnce arkadaşların burayı kahve ve fasulye ile doldurmuş. | Open Subtitles | جيد ، لقد وهبنا من قتلناهم بعض الطعام والقهوة . |
| kahve ve çörek. Tamam. Temaları oturtmam lazım. | Open Subtitles | .حسناً قهوة مع بعض الكعك إنني بحاجة إلى تحديد الأفكار الرئيسية |
| Bana bir kahve ve buzlu su getirir misiniz lütfen? | Open Subtitles | هلا تحضري لي كوب قهوة وبعض الماء من فضلك ؟ |
| Bay Dancort'a kahve ve kahvaltı getirin. | Open Subtitles | شخص ما ، يرجى إحضار فنجان من القهوة والخبز. |
| Yanında kahve ve çörek. | Open Subtitles | مع القهوة والكعكة. |
| Art, ben bir kahve ve elma turtası alayım. | Open Subtitles | مرحباً أيها الفنان. سأخذ فنجان من القهوة وقطعة من فطيرة التُفاح هذه، حسناً؟ |
| Biraz kahve ve muazzam bir kahvaltı. Muazzam. | Open Subtitles | أريد بعض القهوة ووجبة إفطار هائل . هائلة. |
| Bir tane sütlü kave, bir tane sade kahve ve bir tane de "bisküvi". Sanırım buna biscotti* diyorlar. | Open Subtitles | ها نحن ذا ,كأس من الحلب وواحد من القهوه و كعكه |
| Görüyorsun, Cate ana işiydi on-air yetenek getirmek için kahve ve çörek. | Open Subtitles | ترون .. وظيفة كايت الرئيسية كانت تقديم المواهب و القهوة و الكعك على الهواء |
| Roosevelt Bulvarı'ndaki lokantada durup kahve ve muz kremalı tart ısmarladım. | Open Subtitles | ام، وتوقفت عند هذا العشاء في شارع روزفلت لفنجان من القهوة وبعض فطيرة كريم الموز. |
| kahve ve kek. | Open Subtitles | ساندويش بيض. قهوة وكعكة. |
| İşi yapmanın zamanı gelmişti. bütün gece uyumayanlarımız kahve ve çörek havasında değildi. | Open Subtitles | كلانا كان مستفيقاً طوال الليل ولم نكن في مزاجٍ يسمح بتناول القهوة والكعك |