| kahvemin birazını içebilirsin. Yenilenmiş hissedeceksin. | Open Subtitles | تذوقي قليلاً من قهوتي ستشعرين بتحسن كبير |
| Sonra sırada durmuş kahvemin hazır olmasını bekliyordum birden bana doğru eğildi ve beni kolumdan ısırıverdi. | Open Subtitles | ودائماً تنتظر في الصف من أجل قهوتي. عندما صممَ على أن يضربنيّ على ذراعيّ. |
| Pardon. Benim kahvemin kafeinsiz olduğundan emin misiniz? Aynı demliği kullandınız da. | Open Subtitles | المعذرة ، هل متأكد أن قهوتي خالية من الكافيين؟ |
| Belki sadece roldü ya da öyle denk geldi bana ama kahvemin tadı Blair'in parfümü gibiydi. | Open Subtitles | ربما النظال كله تمثيل, وربما هي صدفه فقط. أن طعم قهوتي مثل عطرها. |
| kahvemin kapağı çoktan uçtu. | Open Subtitles | حين ننقل إليكم الاخبار من وسط إعصار، لقد اختفى غطاء كوب القهوة الخاص بي |
| Şimdi izninizle kahvemin keyfini çıkartmak istiyorum. | Open Subtitles | والآن اذا كنتِ لا تمانعين اود الإستمتاع بقهوتي |
| Dünyanın bozuk düzeni Almış kahvemin tazeliğini | Open Subtitles | بسبب حيل المحور قهوتي أصبحت بالشيكولاتة |
| Bardak titriyor. kahvemin titremesini istemiyorum! | Open Subtitles | و الكوب يهتز أنا لا أريد أن تهتز قهوتي |
| Benim kahvemin kokusunu alıyor bir anı ve tat yaratıyorsun. | Open Subtitles | أنت تشمين قهوتي وذاكرتك تعيد لك الطعم |
| kahvemin üzerine el yapımı şu köpüklerden eklemeye başlamıştı. | Open Subtitles | بإضافتها تلك الرغوة المصممة في أعلى قهوتي... |
| Sadece kahvemin parasını ödemek istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن ادفع ثمن قهوتي |
| Hatırlıyorum, kahvemin dağıtıldığı pardon -- kahvemin tutulduğu depoda böcek ilaçlaması yapan kadını aradığımda | TED | أتذكر أنني اتصلت بالمرأة المختصة بمكافحة الحشرات من المستودع الذي يقدم قهوتي. أنا آسف! أقصد المكان الذي تخزن فيه قهوتي. |
| Gözümün bebeği. - kahvemin kreması. | Open Subtitles | بؤبؤ عيني، قشطة قهوتي |
| - kahvemin etrafında vızıldayıp duruyordu. | Open Subtitles | لقد كان يحوم حول قهوتي |
| Tatlım, sen benim kahvemin içindeki kremasın. Sorun değil. | Open Subtitles | ..أنت القشدة في قهوتي |
| Sanırım kahvemin yanına çörek de istiyorum. | Open Subtitles | ربما اريد باجل مع قهوتي |
| Belki annenin tavsiyesini dinleyip kahvemin yanına tatlı almalıyım. | Open Subtitles | و أن أحضر شيئا حلوا مع قهوتي |
| kahvemin tadı bu sabah çok iyi. | Open Subtitles | قهوتي طعمه جيد هذا الصباح. |
| Yarın birileri kahvemin içine tükürecek. | Open Subtitles | سيضع "لوغي" في قهوتي غداً |
| kahvemin üzerine telefonunu yazmış. | Open Subtitles | لقد كتب لي رقم هاتفه على كوب القهوة |
| Ben sadece kahvemin keyfini çıkaracağım. | Open Subtitles | أنا سأستمتع بقهوتي وحسب. |