Kahve almak için gideceğim. kahveyle geleceğim. Küçük bir kaza olacak. | Open Subtitles | سأحضر القهوة و أعود بها ثم حادث صغير، و تسقط القهوة |
Ben de ona bir kahveyle teşekkür edeyim dedim sonra olaylar gelişti. | Open Subtitles | لكي نكون كلانا معك انا شكرته بكوب من القهوة والاشياء فقط حدثت |
Etrafımda işler yığılmış kahveyle ayakta durarak iş teslimleri ve uykusuz bir şekilde. | Open Subtitles | العمل متراكم حولي في كلّ مكان أعيش على القهوة والطّعام السّريع والنّوم القليل |
Şimdi jüriler ölçüp biçerken, arkada herkese kahveyle lokma tatlısı servisi yapılacak. | Open Subtitles | لدينا الآن في الخلف قهوة وكعك للجميع حتى ينتهي المحكمون من التصويت |
Sana her öğle arası, yanında kahveyle birlikte yemek getiririm. | Open Subtitles | امنحك وجبات الغداء بنصف الثمن و قهوة مجانية مع كل وجبة |
Ama önce bir şeyler yazmalıyım böylece arkasından kendimi kahveyle ödüllendirebilirim. | Open Subtitles | لكن عليّ أولاً أن أكتب شيئاً ما بعدها سأكافئ نفسي بالقهوة |
Öğle yemeğiyle şarap içtim; kahveyle de Porto şarabı. | Open Subtitles | كان لدي نبيذ على الغداء وبعد ذلك شربنا القهوة |
Öğle yemeğiyle şarap içtim.kahveyle de porto şarabı. | Open Subtitles | كان لدي نبيذ على الغداء وبعد ذلك شربنا القهوة |
Ben de ona bir kahveyle teşekkür edeyim dedim sonra olaylar gelişti. | Open Subtitles | دعوته الى كوب من القهوة. و حدثت الامور بسرعة, |
Gary, kimseye kahveyle tekila içtiğini söyleme. | Open Subtitles | و لا تخبر أحداً أنك. وضعت التاكيلا فى القهوة |
İyi iş çıkarıyordum, ceketle, kahveyle, ve saçlarını geride tutarak. | Open Subtitles | و قد كنت مستمتعا مع السترة و القهوة و حمل شعركِ. |
Üç bardak dolusu kafeinsiz kahveyle, bir bardak sütlü kahve. | Open Subtitles | و معى ثلاثة أكواب من القهوة ليست بها طبقة |
Bence kimse parayla ya da kahveyle ilgilenmiyormuş. | Open Subtitles | تدعم ذلك لا أعتقد ان احداً كان مهتماً بالأموال أو القهوة |
kahveyle çöreğim var ister misiniz? | Open Subtitles | الرأي، أنا عندي بعض القهوة الحارة ودانماركي هنا إذا أنت مهتمّ. لا، شكرا. |
Biraz kahveyle o tanıdığım cesur adama dönüşecektir. | Open Subtitles | ,عندما نُشربه بعض القهوة أنا متأكدة أنه سيصبح ,رجل الصدق و العاطفة و الشجاعة غير المتوانية كما أعرفه |
Buharı tüten bir bardak kahveyle tuvalete giriyor. | Open Subtitles | يمشي في الحمام مع فنجان من القهوة تبخير. وبعد ثوان، |
Biraz kahveyle ısınmak ister misin... ya da ferahlatıcı başka bir şeyle? | Open Subtitles | تعالى ادفى واشرب قهوة حاجة زى ضيافة خفيفة؟ |
Sonra geriye kalan tek şey ölüm. Ama bunu başka bir gün başka bir kahveyle konuşuruz. | Open Subtitles | بعد هذا هو الموت ,و لكن هذا ليوم اخر و لفنجان قهوة اخر |
Bana pusu anlatma! Seni bir kupa kahveyle pusuya düşürdüm. | Open Subtitles | لن تقول عن الكمين , لقد خدعتك بفنجان قهوة |
Hayır, elinde kahveyle araba sürmemesi gereken sakar bir kızım. | Open Subtitles | كلا, أنا الفتاة التي لايجب أن تقود ومعها قهوة في يدها |
Şuna bakın, küvetim kahveyle dolu. | Open Subtitles | انظروا الحوض ملئ بالقهوة امسك كعكة و اذهب |
- kahveyle pasta için 20 dolar? | Open Subtitles | ـ أنا أفعل ذلك ؟ ـ 20 دولار للقهوة و قطعة الكعك ؟ |