| Yoksa onu daha en başından bir kaktüse mi toslatmalıydık? | Open Subtitles | أكان يجب على أن أقذف به وسط الصبار من البداية؟ |
| Carter'ın sıçacağım derken kaktüse oturduğu gündü, değil mi o? | Open Subtitles | كان هذا في نفس اليوم جلوس كارتر على الصبار عندما كان ياخذ الهراء ، أليس كذلك؟ |
| Ve yarasalar kaktüsten kaktüse uçarken onların tozlaşmalarını sağlarlar. | Open Subtitles | وعند انتقال الخفّاش من صبار لآخر يقوم بتلقيحها |
| 24 saattir bir kaktüse bile yaklaşmadım. | Open Subtitles | لم أقترب من صبار خلال 24 ساعة ماضية. |
| 24 saattir bir kaktüse bile yaklaşmadım. | Open Subtitles | لم أقترب من صبار خلال 24 ساعة ماضية. |
| Ben de o sırada bir kaktüse Juan Gabriel şarkısı söylüyordum. | Open Subtitles | وطوال الوقت كنت أغني (خوان غابريال) لشجرة صبار. |